Türkiye, çok partili siyasi hayatın 10. yılında, 27 Mayıs 1960 sabahı ordunun yönetime el koymasıyla demokrasi tarihinin en kritik kırılma noktalarından birini yaşadı. Demokrat Parti’nin baskıcı bir rejim kurduğu iddiasıyla harekete geçen Milli Birlik Komitesi, yönetime el koyarak TBMM’yi ve Anayasa’yı feshetti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere çok sayıda hükümet üyesi gözaltına alındı.
14 Ekim 1960’ta Yassıada’da başlayan yargılamalar yaklaşık bir yıl sürdü. 592 kişi hakkında açılan davaların sonucunda 15 kişi idama mahkûm edildi. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrilirken, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan hakkında verilen idam kararları 16-17 Eylül 1961’de İmralı’da infaz edildi.
Menderes’in son sözleri “Devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim” oldu. Türk siyasi tarihinde “demokrasi şehitleri” olarak anılan Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın vefatlarının üzerinden de 64 yıl geçti.
Adnan Menderes, 1950’de Demokrat Parti’nin seçim zaferiyle başbakanlık koltuğuna oturmuş, 10 yıl boyunca Türkiye’de siyasi, ekonomik ve toplumsal birçok alanda reform ve kalkınma hamlesi başlatmıştı. Ancak iktidarının ilerleyen yıllarında artan toplumsal gerginlikler, muhalefetle yaşanan çatışmalar ve askeri müdahale, Türk demokrasisi için derin izler bıraktı.
27 Mayıs darbesi, Türkiye’nin siyasi tarihinde bir dönüm noktası olarak hafızalardaki yerini koruyor.
Esra Molla ÇETİN