Türkiye, 1994’te TÜRKSAT 1A ile uzay yolculuğuna başladı. İlk başarılı fırlatma TÜRKSAT 1B ile gerçekleşti. Ardından TÜRKSAT serisi uydularla haberleşme ve veri hizmetlerinde önemli adımlar atıldı. 2021’de TÜRKSAT 5A ve 5B, 2023’te TÜRKSAT 6A fırlatılarak milli uydu üretimi bir adım öteye taşındı. Türkiye, yer gözlem uyduları ve gelecekteki projeleriyle uzayda daha güçlü bir varlık göstermeyi amaçlıyor.
Türkiye’nin uzay serüveni, 1994 yılında ilk uydusu TÜRKSAT 1A’nın fırlatılmasıyla başladı. O günden bu yana geçen 30 yıl, ülkemizin uzay alanındaki ilerlemesini ve stratejik hedeflerini gözler önüne serdi. 24 Ocak 1994’te fırlatılan TÜRKSAT 1A uydusunun teknik arızalar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, 11 Ağustos 1994’te TÜRKSAT 1B ile ilk başarılı adım atıldı. Bu uydu, 12 yıl boyunca veri haberleşmesi ve TV yayıncılığında önemli roller üstlendi.
1996’da TÜRKSAT 1C, 2001’de TÜRKSAT 2A ve 2008’de TÜRKSAT 3A’nın fırlatılması, Türkiye’nin uzay çalışmalarında önemli kilometre taşlarını oluşturdu. TÜRKSAT 3A’nın üretim sürecinde 22 Türk mühendisin görev alması, ülkenin uzay teknolojileri konusundaki yetkinliğini artırdı. Bu süreç, sonraki projelerdeki başarıyı da doğrudan etkiledi.
Türkiye’nin haberleşme uyduları arasına TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B de dahil oldu. 4A uydusu İngiltere-Afrika bölgesine kapsama sağlarken, 4B yüksek hızlı internet hizmeti sunmak üzere 2015’te Kazakistan’dan fırlatıldı. Ocak 2021’de Elon Musk’ın SpaceX roketiyle uzaya gönderilen TÜRKSAT 5A, 30 yıl görev süresiyle geniş bir coğrafyada TV yayıncılığı ve veri haberleşmesi hizmeti sunma kapasitesine sahip. Aynı yıl içinde uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5B, Türkiye’nin yerli çözümlerle haberleşme ihtiyaçlarını karşılamasını sağladı.
En son olarak, 2023’te fırlatılan TÜRKSAT 6A, Türkiye’nin milli imkanlarla üretilen ilk haberleşme uydusu olarak büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu uydu, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkeleri kapsama alanına dahil edecek ve Türkiye’nin uydu kapsamını 5 milyara çıkarmayı hedefliyor.
Ancak Türkiye’nin uzay çalışmaları sadece haberleşme uydularıyla sınırlı kalmadı. Savunma alanında da önemli adımlar atıldı. 2012’de Çin’den fırlatılan GÖKTÜRK-2, yüksek çözünürlüklü istihbarat uydu olarak Türkiye’nin savunma, tarım ve çevre ihtiyaçlarına yanıt veriyor. GÖKTÜRK-1 ise 2016’da Aralık ayında uzaya gönderildi ve 0,50 metre çözünürlüğe sahip. Bu uydu, dünya çapında keşif kabiliyeti sağlıyor.
Türkiye’nin yer gözlem uyduları arasına 2003’te uzaya fırlatılan BİLSAT ve 2011’de devreye alınan RASAT da dahil oldu. RASAT, Türk mühendisler tarafından tasarlanıp üretilen ilk yerli gözlem uydusu olarak önemli bir başarıya imza attı. 2022’de görev süresi sona eren RASAT, GEZGİN adlı milli uydu görüntü portalı için veri sağladı. 2023’te uzaya fırlatılan İMECE ise metre altı çözünürlük sunan yerli ve milli ilk gözlem uydusu olarak dikkat çekti.
Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki başarısı, yalnızca haberleşme ve gözlem uydularıyla sınırlı kalmayıp, uzay madenciliği ve turizmi gibi yeni alanları da kapsıyor. Uzay teknolojileri, askeri stratejiler ve milli güvenlik açısından giderek daha önemli bir hale geliyor. Türkiye, önümüzdeki yıllarda sentetik açıklıklı radar uyduları, bölgesel konumlama sistemleri ve yerli sonda roket sistemleri gibi projelerle bu alandaki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.
Fatma Tecirli