1. Anasayfa
  2. Kültür

800 YILLIK YAZMA ESERLER RESTORASYONLA GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR

Anadolu'nun tarihi ve kültürel mirasını temsil eden 800 yıllık yazma eserleri, kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından yeniden gün yüzüne ortaya çıkıyor. Bu eserler arasında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yazılan kitaplar, Fatih Sultan Mehmet'in kütüphanesinde yer alan nadide parçalar, Kanuni Sultan Süleyman döneminde kaleme alınan önemli eserler ve Abbasiler ile Memlükler zamanında ait yazmalar bulunuyor.

800 YILLIK YAZMA ESERLER RESTORASYONLA GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR

Geçmişinin izlerini geride bırakarak günümüze ulaşmayı başarmış yazma çalışmaları, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Kitap Şifahanesi’nde titiz ve uzman dokunuşlarla restore ediliyor.

İstanbul Rami Kütüphanesi’nde bulunan Kitap Şifahanesi, yazma eserleri, nadir matbu kitaplar ve hat levhalar gibi değerli ürünlerin onarımlarını gerçekleştirerek gelecek nesillere aktarılıyor. Şifahanedeki aylar boyu süren titiz onarım çalışmaları, eserin özgün yapısı korunarak, en az müdahaleyle ve ihtiyaçlara göre yapılıyor.

Restorasyonları tamamlanan eserler, belgelendikten sonra kutulanarak uygun depolama alanlarında muhafaza ediliyor, sonrasında da periyodik bakımları ve kontrolleri sağlanıyor.

Kitap Şifahanesi’nde, gün yüzüne yeni çıkmış ciltler ile 800 yıldan fazla zamanı geride bırakarak bugüne ulaşan Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait eserlerin şifalı ellerde yeniden hayat bulacağı hummalı çalışma başlatıldı. Aylar sürecek çalışmanın ardından eserler, ait oldukları kütüphanelere yollanacak.

TYEK Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanı Dr. Nil Baydar, yaptığı açıklamada, uzmanlarla toplam 102 kişinin çalıştığı şifahanede, restoratörler tarafından çeşitli işlemlerden geçirilen yazma eserlerin, kimya ve mikrobiyoloji uzmanlarınca analiz edilerek neden bozulduğunu anlamak için kağıda, mürekkebe ve pigmentlere bakıldığını söyledi.

Eserlerin tamamına yakınının kuruma bağlı yazma eser kütüphaneleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı çeşitli müzelerden geldiğini, ayrıca üniversiteler ile çeşitli kurum ve kuruluşlardan nadiren eser gönderildiğini belirten Baydar, onarım öncesine ilişkin süreci şöyle anlattı:

“Öncelikli olarak eserlerin acil koruma ihtiyacı olup olmadığına bakıyoruz. Eserler için önce zararlılarla mücadele kapsamında eksi 40 derecede dondurularak böcek önlemi alınıyor. Daha sonra mikroorganizmayla ilgili bir sorun varsa, öncelikle dezenfekte ediliyor, sonrasında belgelemeye geçiliyor. Belgelemede kitabın cildine, metin kısmına bakıyoruz, nasıl birleşmiş, nasıl dikilmiş, şirazesi nasıl, hangi mürekkeple yazılmış ve neden bozulmuş, bunları teşhis ediyoruz. Doğru bir teşhisten sonra da tedavi yöntemine karar verirken, eserin istinsah tarihine, temellük kayıtlarına, hangi yüzyıla ait olduğuna dair not olup olmadığına ya da kimyasal olarak ne tür içeriklerin bulunduğuna, biyolojik aktivitesinin olup olmadığına dair bilgiye ihtiyacımız olduğunda uzmanlara danışıyoruz. Konservasyon yöntemlerine bu analizlerden çıkan verilere göre karar veriliyor ve uygulamaya başlanıyor.”

Baydar, metin kısımlarında genellikle karşılaştıkları sorunların böcek hasarı olduğunu dile getirerek, ayrıca mürekkep korozyonu ya da sayfalardaki metal iyonları sebebiyle görülen kırılganlıkların, önceden yapılan bazı onarımlarda yaşanan bozulmadan kaynaklı hasarların öncelikle ele alındığını kaydetti.

2024’TE 417 ESER RESTORE EDİLDİ

Metin kısmı tamamlandıktan sonra dikiş ve şirazenin yapılmasıyla cildin onarımına geçildiğini anlatan Baydar, şöyle devam etti:

“Fiziksel olarak bir kitap elbette ‘cilt’ ve ‘metin kısmı’ diye ayrılabilir ama biz burada konservasyon yaparken bir bütün olarak ele almak zorundayız. Ne şekilde birleşeceğine karar veriyoruz çünkü o birleşim tekniği sayfanın açılırken bozulmasına ya da sağlam kalmasına yol açıyor. O yüzden teknikler çok önemli. Burada kitabı baştan sona tek bir kişi yapıyor. Derileri inceltiyorlar, derileri boyuyorlar, böcek deliklerini dolduruyorlar ve temizliyorlar. Yüzlerce farklı işlem arasından uygun olanı seçiyorlar, tamamlanınca kutulara yerleştiriliyor ve kütüphanelerine iade ediliyor. Yeni yıla girdiğimiz için 2024’ün istatistikleri geldi. Tabii bu sergi vesilesiyle istatistiklerimiz biraz artmış. Bu şifahanedeki standartlar çerçevesinde bir kişi 1 yılda en fazla 5 ya da 5,5 kitap yapabiliyor. Çünkü zor iş, uğraş gerektiriyor. 2024’te burada 417 eser restore edildi.”

Baydar, onarılan eserlerin yıllar içinde bozulmaması için öncelikle muhafaza edilecek depoların düzenlediğini, ortam koşullarının ayarlandığını ve yangın önlemlerinin alındığını belirterek, “Eserlerin toplu olarak ve uzun yıllar kalacağı mekanların sağlıklı olması en önemli mesele. Depo koşullarının sürekliliği ve takibi çok önemli. Uzun süren restorasyon işlemlerinden sonra koşulları uygun olmayan bir depoya göndermek tabii ki hiç sağlıklı değil. Sıcaklık ve bağıl nem değerleri çok önemli. Yangınla mücadele, malzemenin dayanıklılığı çok önemli.” ifadelerini kullandı.

Arife Salman

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni içeriklerimizden anında haberdar olun.