1. Anasayfa
  2. Kültür

SELÇUKLU GEZİ REHBERİ

Selçuklu, Konya iline bağlı bir merkez ilçedir. Nüfus ve gelişmişlik bakımından Konya’nın en büyük ilçesi olan Selçuklu’nun birbirinden güzel mekanlarını sizin için derledik.

SELÇUKLU GEZİ REHBERİ

Selçuklu, Konya iline bağlı bir merkez ilçedir. Nüfus ve gelişmişlik bakımından Konya’nın en büyük ilçesi olan Selçuklu’nun birbirinden güzel mekanlarını sizin için derledik.

MEVLANA TÜRBESİ

Bugün müze olarak kullanılmakta olan Mevlana dergahının yeri Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi sultan Alaeddin Keykubat tarafından Mevlana’nın babası Sultanü’l Ulema bahaeddin velede hediye edilmiştir. Sultanü’l ulema 12 ocak 1231 yılında vefat edince bugünkü yerine defnedilmiştir. Sultan’ül ulema’nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlana’ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine Nil türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlana ‘ Gök kubbeden daha iyi türbe mi olur? diyerek bu isteği reddetmiştir.Ancak kendisi 7 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlana’nın oğlu sultan veled Mevlana’nın mezarının üstünde türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir.

İNCE MİNARELİ MEDRESE

Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutulmak üzere 1254 yılında (Hicri 663) yaptırılmıştır. Mimarı Abdullah oğlu Kelük’tür. Selçuklu taş işçiliği şaheserlerinden olan taç kapısı üzerinde kabartmalı geometrik ve bitkisel bezemelerle birlikte Selçuklu sülüsüyle yazılmış Yasin ve Fetih sureleri vardır. Binanın iç mekânları avlu, dershane ve öğrenci hücrelerinden oluşur. Minare kaidesi kesme taşla kaplı tuğla malzeme kullanılarak yapılmış ve ön cephede akant yaprağı ile bezelidir. Yarı piramit formlu üçgenle, 12 köşeli, gövde köşeli turkuaz mavi sırlı tuğladan yapılmış çift şerefelidir. 1901’de yıldırım düşmesiyle birinci şerefeye kadar yıkılmıştır. 1956 yılında müze haline getirilen İnce Minareli Medrese’de; Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait taş ve ahşap eserler sergilenmektedir.

KARATAŞ CAMİİ

Camii ismini bir zamanlar kalabalık bir Müslüman Mahallesi olan Karataş Mahallesi’nden almaktadır. Çevresinde oturan insan kalmadığından şimdilerde kapalı olan bu camii, bir zamanlar içini dolduran kalabalık bir Müslüman cemaatin varlığının ayakta duran son şahididir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber vaaz kürsüsü arkasında bulunan H.1295/M.1878 tarihi bu yapının daha önceye tarihlenmesine sebep olmaktadır.

Moloz taştan inşa edilmiş olan eserin harimi üç sahınlıdır. Sahınları oluşturan ayaklar Bursa kemerleri ile birbirine bağlanmıştır. Camii avlusunun doğu bölümü zeminin yükseltilmesi ve mihrap eklenmesi ile bir yazlık mescit haline getirilmiştir. Sille’deki diğer camiler gibi iç kısmı zengin ahşap süslemelidir. Her iki mihrabı, minberi ve vaaz kürsüsü ahşaptan yapılmış olan eserde ahşap kesim tekniğinde yapılmış çok kaliteli bitkisel süslemeler görülebilmektedir. Yapıyı özel yapan diğer bir unsur ise içinde bulunan el sanatı eserleridir. Sadece Ramazan aylarında teravih namazı için açılmaktadır.

ZAMAN MÜZESİ

Sille Şapeli olarak da bilinen Zaman Müzesi, 2012 yılında restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Türkiye’nin ilk zaman müzesi olma özelliğini taşıyan mekânda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser sergilenmektedir. Müzede; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, Osmanlı paşaları tarafından düzenlenen ruznameler, cep ve masa takvimleri ve resmi dairelerde kullanılan el yazma baskı takvimler yer almaktadır. Müzede ayrıca altın ve gümüş köstekli cep saatleri, Türk Hava Kurumu’na ait illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvim, Roma dönemine ait arkeolojik güneş saati örneği gibi birçok kıymetli eser bulunmaktadır.

ALÂADDİN CAMİİ

Câmi, en eski Selçuklu eserlerinden olup, Alâaddin Tepesi üzerinde inşa edilmiştir. Selçuklu Sultanı I.Rükneddin Mesud (1116-1156) zamanında yapımına başlanmış ve I.Alâaddin Keykubad zamanında tamamlanmıştır (1221). Câmi avlusunda I.Mesud, Kılıç Arslan, II.Rükneddin Süleyman, I.Gıyâseddin Keyhüsrev, I.Alâaddin Keykubad, II.Gıyâseddin Keyhüsrev, IV.Kılıç Arslan ve III.Gıyâseddin Keyhüsrev’in mezarları bulunmaktadır. Selçuklu Sarayı’nın yakınında yapılan bu caminin kuzeye açılan kapısı üzerindeki dört satırlık kitabesinden Sultan Alâeddin Keykubat tarafından tamamlandığı yazılıdır.

SİLLE MAĞARALARI

Sille Subaşı Mahallesinde bulunan M.S.11 yy. yapıldığı tahmin edilen mağaralar sille kentsel sit alanı içerisinde yer alana arkeolojik tescilli mağaralardır. Sillenin güney kesimindeki tepelerde yer almaktadır 2 adet mağara kilise ve banaya evleri yer almaktadır. Burada yaklaşık 40 adet mağara bulunmaktadır.

AYA ELENİA MÜZESİ

Sille Selçuklu merkezine bağlı kent merkezinin 7 km uzaklıkta olan bir yerleşim yeridir İsa’nın doğumundan 327 sene sonra Bizans imparatoru Costantin’in annesi Helana bir gün hac için Kudüs’e giderken Konya’ya uğramış buradaki ilk Hıristiyanlık çağlarına ait oyma mabetler görmüş Hıristiyanlara Sille’de bir mabet yaptırmaya karar vermiştir. Mihail Arhankolos adına bu kilisenin temel atma töreninde bulunulmuştur. Kilise asırlar boyun onarımlar görerek günümüze kadar gelmiştir. Kilisenin iç kapısının üstünde Yunan harfleriyle yazılmış Türkçe bir tamir kitabesi kilisenin tarihi hakkında bilgi vermektedir. Bu kitabe 1833 tarihlidir. Aynı kitabenin üzerinde ise kilisenin 4. Tamiratın Sultan Abdulmecit döneminde gördüğünü belirten üç satırlık bir kitabe daha bulunmaktadır.

KARATAY MEDRESESİ

Karatay Medresesi, Sultan II. İzzeddin Keykavus devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından 649 Hicri(1251) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlılar devrinde de kullanılan medrese XIX. Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir. Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay medresesi 1955 yılında ‘çini eserler müzesi’ olarak ziyarete açılmıştır. Karatay müzesinde, Beyşehir gölü kenarında Kubat-Abad sarayı kazı buluntuları arasında olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir.

SELÇUKLU SEYİR TEPESİ

Sille Mahallesi’nde bulunan Selçuklu Seyir Tepesi, eşsiz Konya manzarası ile şehrin yeni cazibe merkezi konumundadır. 1.300 metre rakımdaki seyir tepesinde; 35.000 metrekare yeşil alan, çim spor sahası, 119 kamelya, 210 araçlık otopark, lavabo, mescit gibi sosyal alanlar bulunmaktadır. Selçuklu Seyir Tepesi’nin yaklaşık bir milyon metrekarelik kullanım alanının içerisinde ikinci etap proje çalışmaları kapsamında restoran, çay bahçesi ve kamp alanının oluşturulması planlanmaktadır.

SİLLE MÜZESİ

Hükümet Caddesi’nde yer alan Sille Müzesi, Sille’de günümüze ulaşan tarihi kamu yapılarından bir tanesidir. 1930’lu yıllarda inşa edilen iki katlı bina uzun bir süre Sille İlkokulu olarak kullanılmıştır. Bir dönem de belediye binası olarak hizmet vermiştir. 1995-1996’lı yıllarda binada Sille Halı Kooperatifi faaliyet göstermiştir. Kırma çatısı, cumbaları ve fer pencereleri ile geleneksel Türk evi planında yapılan bina büyük bir konak görünümündedir. Sille’nin en görkemli binalarından birisi olan müze, aynı zamanda Sille’deki ilk kiremit çatılı yapılardan birisidir. Müzenin birinci katının ortasında bir sofa, sofanın etrafında odalar, ikinci katta ise girişte oldukça geniş bir mekân ve etrafında odalar yer almaktadır. Güneyinde küçük bir avlu yer alan yapının kuzey, batı ve güney olmak üzere üç girişi bulunmaktadır. Kuzey taraftaki Hacı Ali Ağa Sokağı’nın kotu yüksek olduğu için o taraftaki giriş diğerlerine göre biraz daha yüksektedir. 2002-2004 yılları arasında belediyemiz tarafından restore edilen bina 2014 yılına kadar “Sille Kültür Evi” olarak kullanılmıştır. Başta Konya Aydınlar Ocağı olmak üzere Konya’da faaliyet gösteren dernek ve vakıflar tarafından burada kültür-sanat etkinlikleri düzenlenmiştir. Belediyemiz tarafından Sille Müzesi olarak düzenlenen bina 2018 yılının Nisan ayı içerisinde ziyarete açılmıştır.

SUBAŞI HAMAMI

Subaşı mahallesinde bulunan hamam KKTVK kurumunun 26.07.1991 / 1086 sayılı kararı ile tescillenmiştir. Çifte hamam olarak yapılan hamam uzun yıllar önce bir yangın sonucu harap hale gelmiştir. 1800 yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Selçuklu belediyesi tarafından restorasyonu ve çevre düzenlemesi yapılan sille hamamında sillede geçmişte kullanılan eşyalar sergilenmektedir. SİLLE BARAJ PARKI

1 milyon 985 bin metrekarelik alanıyla Türkiye’deki en büyük parklardan biri olma özelliğini taşıyan Sille Baraj Parkı’nın içerisinde 221 bin metrekare yüzey alanı ile Sille Himmet Ölçmen Barajı yer almaktadır.

Park alanında uçurtma tepesi, iskele, çim amfi, piknik alanları, çocuk oyun alanları, spor alanları yürüyüş parkurları, ahşap gezinti yolları ve tırmanma parkurları gibi farklı etkinlik alanları bulunmaktadır. Doğal alanların korunduğu ve mevcut bitki örtüsünün güçlendirildiği parkta öğrenciler ve izciler için kamp alanları da hazırlanmıştır.

Sille Baraj Parkı’na gelen misafirlerin rahatça dinlenebilmeleri için alana 80 adet kameriye ve 100 adet piknik masası yerleştirilmiştir. Park alanında çay bahçesi, restoran ve mescit de bulunmaktadır. Bu sayede misafirler günlük ihtiyaçlarını karşılayıp ibadetlerini de yapabilmektedir. Misafirler ayrıca gölet içerisinde tekne gezintisine de katılabilmektedir.

Haftanın tüm günlerinde açık olan Sille Baraj Parkı, hafta içi 10.00-24.00, hafta sonu ise 09.00-24.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.

SELÇUKLU ÇİÇEK BAHÇESİ

Kelebekler Vadisi Parkı’nda bulunan Selçuklu Çiçek Bahçesi, şehrin en uğrak mekanlarından biri konumundadır ve ziyaretçilerine görsel bir şölen sunmaktadır. 45 tür ve 90 çeşitten oluşan 286 bin çiçeğin yer aldığı Selçuklu Çiçek Bahçesi, fotoğraf sanatçıları tarafından da yoğun ilgi görmektedir. Yaklaşık 11.000 metrekare alana sahip çiçek bahçesinde özel peyzaj alanları da ziyaretçiler tarafından dikkat çekmektedir. Bahçede ayrıca yürüyüş yolları, kamelyalar, seyir tepesi, çocuk oyun alanları ve hatıra köşesi bulunmaktadır.

KARATAY MEDRESESİ

Alâeddin tepesi eteğinde Kemaliye Medresesi karşısında yer alan yapı merkezî avlusunu örten kubbesi, çini dekorasyonundaki zenginlik ve incelik bakımından diğer medreselerden ayrılır. Mimarı bilinmeyen eser, avlusu kubbeli medrese şemasına uygun olarak planlanmış ve taçkapı kitâbesine göre 649 (1251) yılında Sultan II. İzzeddin Keykâvus zamanında Celâleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır. Medresenin Selçuklu devrinde Konya’nın kültür hayatında önemli bir yer tuttuğu, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî çağı derviş ve fakihlerinin bir buluşma ve toplantı yeri olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. XIX. yüzyıl sonlarında terkedilmiş olan yapı 1954’te onarılmış, Konya Müzesi Çini Eserleri seksiyonu olarak yeniden kullanılmıştır.

NENE HATUN PARKI

Nalçacı caddesinin arkasında yer alan parkımız bölgenin en işlevsel parkıdır. Şehrin göbeğinde son derece isabetli ve iyi düşünülmüş Konya’da nadir bulunan güzelliklerin yer aldığı mekândır. Yaz aylarında büyük ilgi gören Nene Hatun Parkı günün ilk saatleri ve akşam serinliğinde spor yapmak için çok elverişlidir. Nene hatun parkı; çay bahçeleri lokantalar ile çocuk oyun parkları spor alanları ve 1 km yakın doğal yürüyüş parkuru ile şehre farklı bir görünüm kazandırmaktadır.

MEZARYAKA CAMİİ

Yukarı Mahalle’de bulunan caminin bir diğer adı da “Kayabaşı Camii’dir”. Eskiden kalabalık bir mahallenin ortasında iken, şimdilerde göçlerle mahalle boşaldığından, derin bir sessizlik içindedir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen eserin doğu duvarındaki kitabeden H.1285/M.1868 tarihinde inşa edildiği ya da onarım geçirdiği düşünülmektedir. Moloz taş malzemeden inşa edilen eser, dört sahınlıdır. Caminin doğusundaki giriş bölümüne bir mihrap eklenerek yazlık mescit haline getirilmiştir. Yapının iç kısmı, sütunları, merdivenleri, mihrap, minber ve vaaz kürsüsü ahşaptan yapılmıştır. Mihrap kalem işi, sütun ve tavan bağlantıları ise alçı işi tezyinat ile bezelidir. Ahşap işlemeleri, kandil ve lamba gibi aydınlatma aletleri orijinal haliyle günümüze gelmiştir. Son cemaat mahallinin alt kısmı bir zamanlar lojman ve mektep olarak kullanılmıştır. Avluda H.1233/M.1818 tarihli bir de çeşme bulunmaktadır. Bugün sadece Ramazan aylarında teravih namazı için açılan camii, 2011 yılında Selçuklu Belediyesi tarafından restore edilmiştir.

GEVALE KALESİ

Takkeli Dağ’da bulunan Gevale Kalesi, birçok tarihi dönemin önemli muhafız kalelerinden biridir. Gevale Kalesi arkeolojik kazı çalışmaları Selçuklu Belediyesi ve Kültür Bakanlığı ortaklığında 2012 yılında yüzey araştırması ile başladı, ve halen devam etmektedir. Tarihte Gevale Kalesi Süleyman Şahın kılıcı ile açılmış olup Süleyman Şah karargah olarak kullanılmıştır.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni içeriklerimizden anında haberdar olun.