Sizin için basın ne anlam ifade ediyor?
Basını propaganda aracı olarak, yaptığımız işleri vatandaşa iletmek aracı olarak kullanıyoruz. Basın aslında meraktan kaynaklanmaktadır. Tarihe indiğimizde basın, matbaanın bulunmasıyla ve keşiflerin başlamasıyla, bu keşifleri insanlara aktaralım demesiyle başlayan bir süreç. Basın tarihe dayanmakta hatta o dönemin tarihçileri bir yandan basın işi yapıyorlar çünkü bugün bazı şeyleri konuşabiliyorsak o dönemin kayıt altına alınan belgelerle sağlanmaktadır. Aslında İşin temelinde merak var. Günümüzde yasama, yürütme, yargı büyük güçlerse basında büyük bir güç, basının gücü tartışılmaz bir gerçek. İnsanlara doğruyu anlatma yolunda kullanılan bir araç ve denetleme mekanizması olarak da kullanıyor.
Daha öncesinde Talha Bayrakçı Gençlik Merkezi’nde Gençlik Buluşmalarında konuk olduğunuzda bu mesleği çocukluğunuzdan beri istediğinizi söylediniz. Neden bu mesleği bu kadar istediniz?
Aslında bununla ilgili güzel bir anım var bizim çocukluğumuzun yıllarında İran- Irak savaşları meşhurdu. Savaş muhabirleri vardı o dönemde halen var ama o dönemde biz savaş muhabirlerini biz kahraman olarak görüyorduk. Sonrasında ilkokul Gülay hocam vardı, dersleri öğrenirken bize ödev verirdi ve her pazartesinin bir ödevi vardı. Televizyonda izlediğin bir şeyi kendi dünyanda anlatıp, yazılı metne çevirip sınıfta okurduk. Ben bunda iyiydim, mekanı cennet olsun Eşref Bitlis Paşa vardı benim yazdığım ilk haberimdi. Bundan sonra ben okumaktan ziyade yazmayı sevdim. Benimki de aslında merak beni okuyorlar mı diyordum. Lisede kantinci amca benden çok çekmiştir, yazdığım yazıları fotokopi çektirip sınıflara koyardım okurlardı. Bir ara bıraktım sonra bana niye yazmıyorsun dediler. İlkokuldan gelen hocamın bana vermiş olduğu bir özellik ve sonrasında devam eden bir süreç.
Bu işe başlamadan önce ne ön görüyordunuz ne ile karşılaştınız?
Biz kamuda olduğumuz için basınla alakalı yaptığımız çalışmalar sınırlı. Kendi yaptığımız faaliyetleri, projeleri anlatıyoruz, özelde durum daha farklı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesine başladığım zaman hiç durmadan haber yapacağım, gazeteci olduğun zaman sanki muhalif olman gerekiyormuş gibi algılanıyor ama öyle bir dünya yok. Üniversite yıllarında uyku uyumayacağız, sabah kalkıp habere gideceğiz, cinayet falan çözeceğiz diye daha yoğun beklerken şu an kendi içimizde yoğunluğumuz var. Özel ile kamu ayrımı bizi üniversite yıllarında akademik eğitim alırken ile kamudaki beklentilerim bu noktada ayrıldı.
10 yıldır bu iş içerisindesiniz bundan öncesinde nerelerde çalıştınız, bu süreç içerisinde karşılaştığınız zorluklar var mıdır eğer varsa kısaca bahseder misiniz
Ankara’da üniversiteye başladığımda her iletişim fakültesi öğrencisi gibi bizim en büyük hedefimiz o dönem TRT, RTÜK, Akademisyen gibi hallerin oluyor. Üniversite zor bir süreç akademik gelişimini sağlarken bir yandan da hayatını devam ettirmen gerekiyor. Dergide çok kısa bir süre çalıştım daha sonrasında bambaşka bir sektör. İletişim fakültesi içinde Gazetecilik, Radyo Tv ve Sinema, Halkla ilişkiler var. Halkla ilişkiler bizim hem basınla alakalı kısım hem vatandaşla alakalı özelide kapsayan kısım aslında yaptığım iş okuduğum bölümle alakalı ama tamamen farklı bir sektör. Uzun yıllar LCW’ de çalıştım orada ciddi manada halkla ilişkiler adına güzel deneyimler, müşteri ilişkileri, insanları memnun edebilme, reklam, mağazanın dizilimi bile orada halkla ilişkiler çalışanını ilgilendiriyor. Uzun yıllar boyunca çalıştım, üniversite yıllarında zor oluyordu.
Konya’da basın iş hayatı nasıl ilerliyor kısaca bahseder misiniz?
Konya’da güzel bir ahenk var, birçok şehir gezdim kısa kısa olsa da yaşama fırsatım oldu. Konya’da iş dünyası, basın iç içe ve güzel bir ahenk var. Basının güçlü olduğu başka bir şehir tanımıyorum. Üniversiteyle birlikte 5 tane yerel televizyonumuz var. Konya’da olan her şey anında aktarılmaktadır. Basın ve iş dünyasının bu kadar iç içe birlikte çalıştığı şehir yoktur, o manada hepsi bir birini destekliyor. Geçmişe eskiye dayalı gazetelerimiz var her türlü zorluğa rağmen o gazeteleri çıkarmaya devam ediyorlar. Başka yerlerde yerel gazete yapalım 1 yıl devam edelim ondan sonra bırakalım. Böyle çok örneği var ama Konya’daki şu an devam eden gazeteler televizyonlar ciddi manada geçmişi olan gazetelerdir, başka şehirde böyle bir düzen yok.
Son olarak biz öğrencilere söylemek istediğiniz bir şey var mıdır?
Bizim sektör zor ve emeği olan bir sektör, doktorluk, öğretmenlik, avukatlık gibi olan meslekleri işin güzelliklerini anlatırlar ama iletişim fakültesine başlayan öğrenciye işin zorluğunu anlatırlar. Eskiye göre daha iyi durumda ama her şey kendinde bitiyor insanın, insan kendine yaptığı yatırımı bir şekilde alıyor. Bir iletişimcide olması gereken okumak bunu ayırmadan her şeyi okuyan kendini geliştirmesi her konuya hakim olması gerekiyor. Diğer mesleklerin bir alanı var ama iletişimcinin her alandan bilgisinin olması gerekiyor. Teknolojiyi iyi kullanabilmeniz gerekiyor bunun yanında programları. Bu işin en büyük etkeni çevre burada Selçuklu Gençlik Meclisinde bu manada avantajlısınız, bunu iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Bunun avantajını ilerlerdeki yıllarda göreceksiniz. Bir iletişimci olarak her alanda kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Tarih ne kadar geçmişi anlatabiliyorsa bir iletişimcide ilerde neler olabileceğini insanlara aktarması gerekiyor. Tüm öğrencilere başarılar diliyorum.
