VEREMLE SAVAŞ

İnsanların sağlığı için en tehlikeli hastalıklardan biri veremdir. Hava yoluyla bir bireyden diğerine yayılan, insandan insana hayvandan insana geçen, bulaşıcı bir akciğer hastalığıdır. Halk arasında “ince hastalık” olarak bilinen verem hastalığı Mycobacterium Tuberculosis isimli bakterilerden kaynaklanır. Akciğer tüberkülozu havaya salınan mikroskobik damlacıklar yoluyla yayılır. Bu salınma; aktif tüberküloz formuna sahip ve tüberküloz tedavisine henüz başlamamış bir kişi güldüğünde, hapşırdığında, konuştuğunda, öksürdüğünde, şarkı söylediğinde veya tükürdüğünde gerçekleşebilir. Bir kişinin enfekte olabilmesi için bu salınan mikroplardan sadece birkaçını soluması yeterlidir. Bulaşıcı olan tek tüberküloz tipi, aktif olan ve akciğerleri etkileyen tiptir. Aktif verem hastalığı olan kişiler, bir yıl boyunca yakın temas yoluyla ortalama 5 ila 15 kişiye daha bulaştırabilir. En az iki hafta boyunca uygun ilaç tedavisi gören aktif verem hastalarının çoğu artık bulaşıcı değildir. Enfekte olan organa göre farklı belirti ve semptomlar ortaya çıkabilir. Verem hastalığı çoğunlukla yetişkin bireyleri etkiler. Ancak tüm yaş grupları risk altındadır. Tedavisi olmadan tüberküloz ölümcül olabilir. Erken teşhis ve düzenli tedavi ile sağlığa kavuşmak mümkündür. Verem hastalığı tedavi edilebilir ve verem aşısı ile önlenebilir bir hastalıktır. İlaçla tedavi tüberküloz tedavisinin temel taşıdır. İnsanların tedavilerini sürdürmelerine yardımcı olmak için Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) adı verilen program uygulanır. Ülkemizde İl Sağlık Müdürlükleri, il düzeyinde verem kontrolü hizmetlerini DGT yardımıyla yürütmektedir. İl Sağlık Müdürlükleri tarafından DGT’nin amacına uygun ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için oluşturulan İl Verem Kontrol Birimleri veremle savaş faaliyetlerinde sorumlu olur. DGT, dünya genelinde birçok ülkede verem hastalığı tedavisinde başarıyla uygulanan bir yöntemdir. Yurdumuzda veremle savaşmak, kişilerin vereme yakalanmasını önlemek, hasta olanları sağlığa kavuşturmak amacıyla Verem Savaş Dernekleri kurulmuştur. Verem Savaş Dernekleri , halkı verem tehlikesine karşı uyarır, onları bu konuda aydınlatır. Hastalanmamak için neler yapılması, nelerin yapılmaması konusunda bilgi verir. Amacı, DGT stratejisi çerçevesinde direkt gözlem tedavisine geçerek kür ve tedavi başarı oranlarını daha da yukarılara çekmek ve yeni olgu bulma oranlarımızı attırarak tüm dünya ve ülkemiz için önemli bir hastalık olan tüberkülozun insidansını azaltarak toplum sağlığına pozitif katkıda bulunmaktır.
VEREMLE SAVAŞ MI? SAVAŞIN VEREMLİK SONUÇLARI MI?
İçinde bulunduğumuz salgın hastalıklarla savaş krizi günümüzde herkesi tedirgin ediyor. Hastalıklarla ilgili yazıları yazınca da okuyucu haklı olarak çözüm ne diye soruyor:
Çözüm kendi içimizde başlamalı ve birlikte el ele vererek yürütülmelidir. Mesela bir yabancıdan verem kapmak zordur, daha çok birlikte yaşadığımız kişiden bir diğerine geçer. Bu durumda veremli hastaların eşyalarını kullanmamalı ve veremli hastanın tabağından yemek yememeli, bardağından su içmemeli, kaşık ve çatallarını kullanmamalıyız. Verem hastalığının yayılmasını önlemek için alınacak önlemlerden birincisi evde kalmaktır. Aynı durumu COVİD-19 sürecinde de #evdekaltürkiye ve #hayatevesığar sloganlarıyla desteklemiştik. İnsanlara evde kalmak ağır geldi bu sebeple kimisi sağlık için değer diyorken kimisi evde kalmaktan verem olacağız diyordu… Halbuki evde kalarak mikroplara savaş açan hücrelerimizle sağlıklı kalmak yerine kendi kendimize hastalanıp, hastalık ile savaş açmak arasında bir çıkmazda kalmıştık.
Buna çözüm olarak bizde hep birlikte el ele verelim ve veremde dahil diğer salgın hastalıklara savaş açalım. Dünyamıza ince ince zaferler işleyelim ki ciğerlerimizi yeşertelim. Bu savaşta veremlik sonuçlar elde etmemek için korunma yöntemlerine uyalım. B.C.G. verem aşısını yaptıralım. Havasız yerlerde kalmayarak açık ve temiz havalarda dolaşalım. Maske takmak ve düzenli olarak el yıkamak da riski büyük oranda azaltacaktır. Haydi hep birlikte savaşalım ve şifaya ulaşalım.
EMİNE NUR BULUT