1582 yılında gökyüzünde ‘büyük bir ateş’e benzeyen ve ‘Büyük Yangın’ olarak anılan bir Güneş Fırtınası Dünya’yı vurdu. Üç gün süren bu fırtına, önce Avrupa sonra Asya kıtasını etkisi altına almıştı. O dönem teknolojik cihazlarının bulunmaması nedeniyle fırtına ciddi bir hasara neden olmamıştı. Ancak günümüzde bilim insanları söz konusu fırtınanın küresel elektrik kesintilerine ve milyarlarca dolar zarara neden olabileceğini belirtiliyor.
1 Eylül’de Venüs’ü vuran ilk CME, Avrupa Uzay Ajansı’nı ve NASA’nın Solar Orbiter’ını uçuş yapmak üzereyken yakalamayı başardı. Neyse ki, uzay aracı CME’den etkilenmedi. Aslında bu, Güneş’in uzak tarafından CME’leri daha önce hiç olmadığı şekilde inceleyebileceğimiz anlamına geliyor.
5 Eylül etkinliğinin, Solar Orbiter’ın 2020’de fırlatılmasından bu yana şimdiye kadar gördüğümüz Güneş Enerjili Parçacık (SEP) fırtınalarının en büyüklerinden biri olduğu söylenebilir. CME’ler, güneş lekeleri parladığında ve patladığında, yüklü parçacıkları uzaya fırlattığında olan şeydir. Dünya’ya doğru fırlatıldıklarında, Dünya’nın manyetik alanı tarafından jeomanyetik kutuplara yönlendirilerek güzel auroralar yaratılabilirler. Güçlü CME’ler, teknolojiyi etkileyebilecek ve hatta radyo kesintilerine yol açabilecek güçlü jeomanyetik fırtınalara neden olabilir.
Büyük CME’nin daha önce Venüs’e saldırıyı başlatan güneş lekesinden gelmiş olması muhtemel. Güneş’in dönüşü, bir haftadan biraz fazla bir süre içinde onu tekrar karşımıza getirecek, bu yüzden henüz ateş hattından çıkmamış olabiliriz.
Elif AKAN