Evlerin en özel alanlarından oyun parklarına, tatil anlarından günlük rutinlere kadar pek çok görüntünün sosyal medyada paylaşılması, çocukların dijital ortamlardaki görünürlüğünü artırıyor. Uzmanlara göre bu görünürlük, yalnızca anı biriktirmekle sınırlı kalmıyor; beraberinde çeşitli riskleri de getiriyor.
Uzmanlar, çocukların sosyal medyada sıkça yer almasının zamanla masum bir paylaşım olmaktan çıkabildiğini ve dijital zorbalık riskini artırabildiğini vurguluyor. Ayrıca bu paylaşımların silinse bile dijital iz olarak varlığını sürdürdüğü, çocukların ilerleyen yaşlarında bu içeriklerle yeniden karşılaşma ihtimalinin bulunduğu ifade ediliyor.
ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİNİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİYOR
Uzman görüşlerinde, rızası alınmadan paylaşılan utandırıcı veya mahrem görüntülerin çocukların psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği vurgulandı. Bu durumun, çocuklarda öz güven sorunlarına yol açabileceği, aile içi ilişkilerde kırılmalara neden olabileceği ve ebeveynlere duyulan güveni zedeleyebileceği ifade edildi. Ayrıca bazı çocukların, ilerleyen yaşlarda bu paylaşımlar nedeniyle travmatik deneyimler yaşayabildiği belirtildi.
Uzmanlar, dijital platformların yeni bir ekonomik alan oluşturduğuna dikkat çekerek, çocukların içerik üretimlerinde kullanılmasının onları nesneleştirdiğini belirtti. Beğeni ve tıklanma odaklı paylaşımların, ebeveynlerin çocuklarına uyguladığı bir tür dijital zorbalık niteliği taşıdığının altı çizildi.
Ayrıca uzmanlar, çocukların kişisel ve dijital haklarının zedelenmesinin ilerleyen yıllarda aile içi çatışmalara yol açabileceğini, çocukların reşit olduktan sonra anne ve babalarına karşı dava açma haklarının bulunduğunu hatırlattı.
Öte yandan, çocuklara ait görsellerin yapay zekâ destekli suçlarda kullanılabileceği riskine karşı ebeveynler uyarıldı. Uzmanlar, ebeveynlerin medya okuryazarlığı konusunda bilinçlenmesi, paylaşım yaparken daha ölçülü davranması ve çocukların dijital geleceğini gözetmesi gerektiğini vurguladı.
Elif SAĞLAM

