MİLGEM projesi, başlangıçta Türkiye’nin savaş gemisi ihtiyacını karşılamak amacıyla başlatılmış olsa da, uluslararası düzeyde büyük ilgi gördü. Pakistan, Malezya ve Ukrayna gibi ülkeler, projeye olan ilgilerini gösterdi ve uluslararası pazarda kendine yer buldu. Bu durum, MİLGEM’in global anlamda ne denli önemli bir proje olduğunu ortaya koyuyor.
MİLGEM projesi kapsamında üretilen gemiler, tek bir gemi türünde dünyanın en esnek sensör kabiliyetine ve en çeşitli silah sistemlerine sahip olmasının yanı sıra, dört farklı sevk sistemi ile donatılabiliyor. Bu özellik, gemilerin farklı operasyonel ihtiyaçlara ve görev profillerine hızlıca uyum sağlamasını mümkün kılıyor. Türk savunma sanayiinin bu mühendislik harikası, dünyada tek bir gemi üzerinde bu kadar fazla çeşitlilikte sevk sistemi kullanabilen ender projelerden biri olarak öne çıkıyor.
MİLGEM projesi, Türkiye’nin savunma sanayii vizyonunu ve teknolojik kabiliyetlerini sergileyen stratejik bir proje olarak kabul ediliyor. Projede STM (Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.) başta olmak üzere birçok önemli kuruluş yer alıyor ve bu işbirliği, projenin başarısının arkasındaki itici güçlerden biri. Projenin teknolojik derinliği ve esnekliği, Türkiye’nin uluslararası pazarda rekabet gücünü artırarak, ülkenin savunma sanayi ihracatında önemli bir rol üstlenmesini sağlıyor.
MİLGEM, sadece Türkiye’nin deniz savunma ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası platformda da ülkemizin savunma sanayiine olan güveni artırıyor. Projeden elde edilen başarılar, Türkiye’nin gelecekteki savunma sanayii projelerine de ışık tutacak nitelikte. MİLGEM’in sağladığı teknolojik çözümler ve operasyonel esneklik, Türkiye’yi denizcilik ve savunma teknolojilerinde bir adım öne taşıyor.
MİLGEM projesi, tek bir gemi sınıfında dört farklı sevk sistemi sunarak Türkiye’yi deniz platformları üretiminde lider ülkelerden biri haline getiriyor. Uzman Kozan Selçuk Erkan, bu esnekliğin dünyada başka bir ülke tarafından gerçekleştirilemediğini ve projenin uluslararası alanda büyük ilgi gördüğünü vurguluyor.
Ukrayna, Pakistan ve Malezya donanmaları için üretilen gemiler, bu ülkelerin özel taleplerine göre sensör, silah ve gemi işletim sistemleri açısından özelleştirildi. Ukrayna için geliştirilen gemiler, Kiev yönetiminin çeşitli taleplerine uygun olarak tasarlandı ve başarıyla teslim edildi. Pakistan donanmasının farklı sensör ve silah istekleri de karşılandı ve gemiler buna uygun inşa edildi. Malezya’nın kendine özgü tehdit algıları ve hedeflerine göre uyarlanan gemiler, Türk mühendisliğinin esnekliğini bir kez daha ortaya koydu.
Bu özelleştirme kapasitesi, gemideki sistemlerin diğer deniz unsurlarıyla ve kara veya hava birimleriyle koordineli hareket edebilmesine olanak tanır. Bu esneklik, Türk savunma sanayii için önemli bir başarı olarak kabul edilmekte ve uluslararası arenada dikkat çekmektedir. Erkan, Türk mühendislerinin bu alandaki yenilikçi yaklaşımının altını çiziyor.
Batı ve Çin kendi sistemlerini dayatıyor. Esneklik önemli, çünkü dünya gelişirken artık tek bir gemi yapıp bu gemiyi satma devri geçti. Her ülkenin donanma ihtiyaçları farklı ve bazı ülkeler, kendi geliştirdikleri teknolojilerin gemilerinde kullanılmasını istiyor. Batılı üreticiler ya da Çin, bu konuda genellikle farklılaşmaya kapalı bir yaklaşım sergiliyor. Türkiye ise esnek yaklaşıyor ve bu esnekliği sevk sistemi çeşitliliğiyle destekliyor.
Standart iki dizel makine ve gaz türbini ile dünyadaki en ekonomik seyir yapan gemileri üretmiş olan Türkiye, bazen özel talepler doğrultusunda hızlıca çözüm üretiyor. Örneğin, Malezya Donanması türbin istemedi ve bu talepler doğrultusunda dört dizel motorlu bir sistem inşa edildi. Türk mühendislerinin bu esnekliği ve STM’nin katkısı, Türkiye’yi denizcilik ve savunma teknolojilerinde güçlü bir konumda tutuyor.
“1 numara olabiliriz”
Kozan Selçuk Erkan’ın anlattıklarından yola çıkarak elimizde yağ, un ve şeker olduğunu anlıyoruz. Peki, helvayı yapabiliyor muyuz? Erkan’a göre henüz hak ettiğimiz yerde değiliz. Burada asıl meselenin finansman olduğunun altını çiziyor.
Türkiye’nin uluslararası arenada girdiği kimi büyük ihalelerde rakiplerimizin kendi uzun finansman çözümleriyle masaya geldiğini anımsatıyor ve “Biz gemi inşa meselesinde finansman hariç her şeyi mükemmel şekilde çözdük. Eğer bu sorunda da yol alabilirsek sadece MİLGEM ihracatında değil çok farklı gemi türünde de başa oynarız ve tersanelerimiz milyonlarca dolarlık işlere imza atabilir. Umarım gelecekte elimizdeki kabiliyetin meyvelerini daha çok toplayabileceğimiz yeni bir dönem başlar” diyerek sözlerini tamamlıyor.
BİNNUR ÖZTÜRK