1. Anasayfa
  2. Kültür

TAHİR İLE ZÜHRE TÜRBESİ

TAHİR İLE ZÜHRE TÜRBESİ

Konya’daki Tahir ile Zühre Türbesi, şehrin en önemli dini ve kültürel miraslarından biri olarak öne çıkar. Meram ilçesinde yer alan bu mescit ve türbe, halk arasında Tahir ile Zühre Mescidi olarak bilinir. Farklı kaynaklar incelendiğinde ise bu yapının Arzu ile Kanber ve Dön Baba Mescidi ya da Sahip Ata Mescidi olarak da adlandırıldığı görülür. Herhangi bir kitabesi olmadığı için kurucusu, inşa tarihi ve mimarı hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. Konya ve çevresindeki benzer mescitlerle karşılaştırıldığında, yapının XIII. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlendiği düşünülse de bu konuda kesin bir yargıya varılamamaktadır.

Mimari yapısına bakıldığında, kubbe şeklinde tasarlanmış türbenin sade süslemelerle bezenmiş olduğu görülür. İç mekânda Tahir Baba ve Zühre Hatun’un türbeleri yer alır. Ziyaretçiler, dua etmek amacıyla sık sık bu türbeyi ziyaret ederler. Mescit, türbe ve methal olmak üzere üç ana bölümden oluşur. Mescit ve türbe kubbeyle örtülüyken, dikdörtgen methal kısmı tonozla örtülüdür. Türbenin doğu kısmı neredeyse tamamen tahrip olmuş durumdadır. Çini mozaik desenlerle çevrili olan sivri kemerli kapısıyla methal kısmına girilir. Güney kısmında ise tahrip edilmiş çini mozaik bir mihrap bulunur. Kuzeydoğusundaki türbeye mescidin içinden geçilerek ulaşılır. Kare planlı olup, Türk üçgenleriyle örtülüdür. Mescidin duvarları tuğladan yapılmış olup, beden duvarları taş kullanılarak inşa edilmiştir. Mihrabın da tahrip olmuş kısımları bulunmaktadır ve bu kısımlar alçı ile onarılmıştır. Mihrabın alt kısmı tamamen yenidir. Dıştaki dar taşlardan günümüze sadece batı kenarının üst kısmındaki parçalar kalabilmiştir. Kubbenin tam merkezinde dairesel çini desenli bir madalyon yer alır. Renkleri ve desenleriyle merkezde bir beşgen oluşturulmuştur. Bu beşgen içinde Allah ve dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali) isimleri bulunmaktadır. Yazıların arasında kalan Rumiler ve palmetler bitkisel süslemelerle doldurulmuştur. İçinde iki tabut bulunan türbeyle ilgili olarak İ. H. Konyalı, sandukaların geç tarihlerde buraya konulduğunu belirtmektedir. Bu mekânın başlangıçtan itibaren türbe olarak kullanıldığına dair kesin bir kanıt yoktur. Türbenin, hemen yanında bulunan mescit gibi çini desenlerle süslü olduğu izlerden anlaşılmaktadır. Günümüzde çini süslemelerle ilgili sadece doğuda bulunan kapıda bir bölüm kalmıştır.

Mescit, farklı zaman dilimlerinde restore edilmiştir. Son olarak 1990 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden restore edilerek ibadete açılmıştır. Tahir ile Zühre Türbesi, yalnızca bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Selçuklu dönemi sosyal, dini ve kültürel yapısını anlamak için önemli bir merkezdir. Türbenin çevresini ziyaret edenler, burada hem görsel hem de manevi açıdan İslam dünyasında derin bir yolculuk yapma fırsatı bulurlar.

Bu türbenin ve mescidin tarihi ve mimari özellikleri, Konya’nın kültürel mirasının ne denli zengin olduğunu gözler önüne serer. Yapının geçmişten günümüze kadar korunup restore edilmesi, bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasına olanak tanımaktadır. Türbe ve mescit, aynı zamanda ziyaretçilerine huzur ve sükûnet sunan, manevi bir atmosfer sağlar. Bu yapılar, Selçuklu dönemi mimarisinin inceliklerini ve dönemin estetik anlayışını yansıtarak, tarih meraklıları ve araştırmacılar için değerli bir bilgi kaynağı olmaya devam etmektedir.

Kader KIZILKAYA

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 2
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni içeriklerimizden anında haberdar olun.