Şeb-i Arûs

Mevlana Celaleddin Rumi’nin vefatının yıl dönümü olan Şeb-i Arus’un 750. seneidevriyesi için Türkiye genelinde ve birçok ülkede düzenlenen anma törenleri sona erdi. Şeb-i Arus, düşünceleriyle yüzyıllar boyu insanlara ışık tutan Mevlana Celaleddin Rumi’nin ilahi sevgiliyle kavuşmasını simgeler. Arapça’da “yükseliş” anlamına gelen bu özel gecede, ölümden sonra ruhun semaya yükselişi kutlanır. Mevlana Celaleddin Rumi, tüm yaşamını “hamdım, piştim, yandım” olarak özetleyerek ölüme, kişinin aslına dönüşü ve hakka vuslatı olarak bakmıştır. O’nun vefatının yaklaştığını hissettiği zaman, Konya’da kırka yakın deprem meydana gelmiş ve halk bu olaylara anlam verememişti. Mevlana, ölümünün yaklaştığını bilerek gelenlere “toprak yağlı bir lokma bekliyor” diyerek durumu açıklamıştı. 17 Aralık 1273’te Mevlana’nın vefatı sonrası Konya’da yaşanan depremler sona ermişti. Mevlana’nın vuslatından sonra tüm halkın gözyaşları içinde sokaklara akması, onun tabutunu dokunmak için sıraya girmesi, anlam dolu bir atmosfer oluşturmuştu. Mevlana, ölmeden önce etrafındakilere kendisini kabirde değil, ariflerin kalbinde aramalarını önermişti. Bu öğüt, onun sevdalıları tarafından sık sık hatırlanır ve yaşatılır. Her yıl 17 Aralık tarihlerine denk gelen haftalarda düzenlenen “Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri” kapsamında; Konya, Bursa, Ankara gibi birçok ilimiz ve yurtdışındaki ülkeler ev sahipliği yapmaktadır. Bu törenlerde Mevlana’nın Mesnevi adlı eserinden beyitler okunur, semazen gösterileri düzenlenir, Kuran tilavetleri yapılır ve Mevlana’nın derin düşüncelerini içeren hikayeler anlatılır. Bu yıl, Mevlana’nın “düğün gecesi” olarak tanımladığı ölüm yıl dönümü, 750. seneidevriyesi kutladı. Konya başta olmak üzere birçok şehir ve yurtdışındaki bazı ülkelerde düzenlenen bu törenlere milyonlarca insan katıldı. Mevlana’nın öğretileri, Ney sesleri ve ilahiler eşliğinde, Müslüman ve Hristiyan herkesin bir araya geldiği bu anlamlı törenler, Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölümsüz mirasını yaşatma amacını taşıdı. Ayşe ÇELEN