Oxford Sözlüğü, 2024’ün yılın kelimesi olarak “beyin çürümesi”ni seçti. Bu kelime, sosyal medyanın gereksiz ve eğlencelik kullanımını, insanların beyinlerini uyuşturan içeriklere sonsuzca kaydırarak dalmalarını ifade ediyor. 6 aday sözcük arasından yapılan oylama sonucu, 37 binden fazla kişinin katılımıyla bu terim zirveye yerleşti.
“BEYİN ÇÜRÜMESİ” NEDİR?
İngilizcesi “brain rot” olan bu terim, aşırı ve sürekli olarak önemsiz, zihinsel çaba gerektirmeyen içeriklerin tüketilmesinin, bir kişinin zihinsel ve entelektüel durumunu olumsuz etkileyerek bozulmasına yol açtığını tanımlar. Bu ifade, sosyal medyada geçirilen zamanın, özellikle düşük kaliteli içeriklere olan yoğun ilginin, bireylerin entelektüel kapasitesini zayıflattığını vurgular.
Oxford Sözlüğü, 2024’te bu kelimenin anlamının daha fazla önem kazandığını ve sosyal medyanın aşırı kullanımının yaratabileceği olumsuz etkilerin daha çok konuşulduğunu belirtiyor. Bu bağlamda, “beyin çürümesi”, yalnızca eğlencelik içeriklere olan ilgiyi değil, aynı zamanda sosyal medyanın giderek daha fazla zihinsel sağlık sorunlarına yol açabileceği yönündeki artan endişeleri de yansıtıyor.
DİĞER ADAY KELİMELER
2024 yılının kelimesi seçilen “beyin çürümesi”nin yanı sıra, Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi adayları arasında şu terimler de öne çıktı:
· Ağırbaşlı: Sosyal medyada daha sorumlu ve bilinçli davranmayı ifade eden bir kelime.
· Dinamik Fiyatlandırma: Talep ve arz durumuna göre ürün fiyatlarının değişkenlik gösterdiğini belirten bir terim.
· Lore: Arka plan bilgisi olup kolektif bir anlatı haline gelen bilgi.
· Romantasy: Romantizm ile fantezinin birleşimiyle oluşan bir kurgu türü.
· Slop: Yapay zeka tarafından üretilen düşük kaliteli içerikleri tanımlayan bir sözcük.
Oxford Sözlüğü’nün bu seçimle, sosyal medyanın toplum üzerindeki etkilerinin ve bu etkilerin dilde nasıl yansıdığına dair bir farkındalık oluşturmayı amaçladığı söylenebilir. “Beyin çürümesi”, yalnızca sosyal medyanın zararlı etkilerini değil, aynı zamanda hızla değişen dijital dünyanın insan davranışları üzerindeki geniş kapsamlı etkilerini de gözler önüne seriyor.
Bu yılın kelimesi, teknolojinin ve dijital kültürün bireylerin zihinsel ve duygusal sağlıklarını nasıl dönüştürdüğünü, aynı zamanda toplumun bu dönüşümle nasıl başa çıkmaya çalıştığını da anlatan bir sembol haline geldi.
Fatma TECİRLİ