Medine’den Lozan’a kitap analizimizde en çarpıcı konuların başında Ahmet Cevdet Paşa’nın çıkarmış olduğu ‘Mecelle’ gelmektedir. Peki Mecelle nedir ?
Mecelle Osmanlı Devleti zamanında çok hukuklu sistemden hukuk birliğine geçilmek amacıyla Ahmet Cevdet Paşa tarafından çıkarılan bir kanundur. Peki neden mecelleye ihtiyaç duyulmuştur? Osmanlı Devleti döneminde gayrimüslim ve Müslüman halk bulunmaktaydı, Osmanlı devletinin kendilerine ait hukuk sistemleri vardı, fakat gayrimüslim halk Osmanlı devleti içerisindeki hukuk sistemine uymak istemiyordu. Bu da Osmanlı tebaası ve gayrimüslimler açısından büyük bir sorun teşkil ediyordu. Ve ülkede hukuk ikiciliği oluşuyordu. Osmanlı’da işlenen bir suça Osmanlı hukuk kuralları geçerli iken gayrimüslimlerin işlemiş oldukları suçlar ise kendilerinin sahip olduğu hukuk kuralları tarafından yargılanıyordu. Temel yasalarda hukuk birliğinin sağlanması ihtiyacı ile İslam dünyasında ilk karşılaşan, en önde koşan İslam devleti olarak, Osmanlılardır. Artık din farklarını ve vilayet ayrıcalıklarını da aşan genel, objektif herkes için aynı geçerli olacak bir hukuk sisteminin zarureti hissedilmektedir. Zaman ilerledikçe ihtiyaç artmıştır. Dönemin ileri gelenlerinden Ahmet Cevdet Paşa ‘Mecelle’ adında bir kanun çıkarmıştır. Fakat Mecelle Hanefi mezhebine göre hazırlanmıştır, bunun üzerine medrese ulemaları ve farklı etnik kökene sahip tebaalar bu kanuna karşı çıkarak, hukuk birliğine varmak istemiyorlar fakat Cevdet Paşa hukuku birleştirmek, tek hukuklu sisteme geçmek için çabalarını sürdürüyordu. Aynı zamanda Abdülhamid Han da bu durumu çok destekledi. Mecelle’nin hukuk tarihimizde en önemli işlevine gelecek olursak; dini inançlara göre farklılaşmadan, laik bir kanun şeklinde, her dinden ve mezhepten bütün vatandaşlara uygulanmasıdır. Bundan başka Mecelle, eski cemaat mahkemeleri ve kadılık teşkilatı yerine, Türkiye Adalet Bakanlığı’na bağlı modern mahkeme ve Adalet arama fikirlerinin güçlenmesini sağlamıştır. Mecelle İslam Hukuk Tarihinde “Kanunların Şahsiliği” ilkesinden “Kanunların Mülkiliği” ilkesine geçişin en önemli adımlarından birisidir. Mecelle, bizde vatandaşlık kavramına uygun ilk kodifikasyondur. Mecelle de aile hukuku ve miras konularına yer verilmemiştir. Bu konular da Mecelle’nin eksik konuları olarak ele alınmıştır. Diğer bir anlamıyla Mecelle bizim medeni hukukumuzda ilk kanuni hükümler derlemesidir. Veciz hükümlerden oluşan bir 100 maddelik Mukaddime’den sonra 16 bölümden meydana gelmektedir. Tamamı 1852 maddedir.
Büyük bir eser ve büyük bir hukuk hamlesi olduğu şüphesiz bulunan Mecelle’nin iki önemli eksiği olarak da, birisi sırf Hanefi fıkhına dayandığı için, bir ikincisi ise belirtmiş olunan Medeni kanunda bulunması gereken şahsın hukuku, aile ve miras hükümlerine yer vermemiş olmasıdır . Tuğçe ÜNVEREN