Melbourne Üniversitesi’nin beyin tümörleri arasında en sık rastlanan ve tedavisi en zor türü olan “glioblastoma multiforme” üzerine yayımladığı yazıyı inceleyen 16 yaşındaki Ceren Sel, bu hastalığın tedavisinde bağırsak ile beyin arasındaki ilişkiyi araştırarak immünoterapiye yönelik bir çalışma yaptı.
Bağırsakların beyinle olan ilişkisini matematiksel modelleme yöntemiyle inceleyen Sel, yazdığı bilgisayar kodlarıyla etkileşimi test etti. Projesinin birincilik ödülünü kazanmasını yalnızca akademik başarı olarak değil, insanlığa fayda sağlama amacının bir sonucu olarak gördü.
11. sınıf öğrencisi olan Sel, Türkiye Yüzyılı’nda bilim insanı olmayı ve nörolojik hastalıklar ile beyin tümörlerine çözüm üretmek için algoritmalar geliştirmeyi hedefliyor.
Ceren Sel, çalışmalarında bağırsaklarla beyin arasındaki ilişkiyi matematiksel modelleme yöntemiyle incelediğini belirtti. Sel, şu bilgileri paylaştı:
“Bağırsağımız, ikinci beynimiz olarak biliniyor. Bu nedenle, bağırsakta salgılanan maddelerin nörodejeneratif hastalıklar üzerindeki etkileri araştırılmış. Ancak beyin tümörleriyle ilgili yeterince çalışma yapılmadığı için, burada salgılanan bir maddenin beyin tümörünü nasıl etkileyebileceğini araştırmak istedim. İlaçlarda, kan beyin bariyerini aşmak oldukça zor bir durum. Bu nedenle, daha kolay bir fizyolojik salgıyla bu etkinin azaltılabileceğini düşündüm. Çalışmamda, bağırsaktaki salgıların bu etkiyi nasıl azaltabileceğini inceledim ve başarılı bir baskılama gözlemledim. Bu bulgular, glioblastoma multiformeyi nasıl daha etkili bir şekilde hedef alabileceğimizi gösteriyor.”
“AZİZ SANCAR, ROL MODELİM”
Sel, geliştirdiği modelin doğruluğunu test etmek amacıyla yapılacak klinik araştırmaların, bu alanda yeni tedavi yöntemleri ve ilaçların geliştirilmesine önemli katkılar sunmasını arzu ettiğini söyledi.
Anne (https://www.trthaber.com/etiket/anne/) ve babasının doktor olmasının kendisine ilham verdiğini anlatan Sel, şöyle devam etti:
“Aziz Sancar’ın hayatını, kanseri tedavi etmek üzerine adaması ve aynı zamanda aldığı Nobel (https://www.trthaber.com/etiket/nobel/) ödülünü Atatürk’e ithaf etmesi de benim için motive edici bir kaynak ve rol model oldu. Annem makaleler yazan ve bilime katkı sağlayan bir hekim. Nörolog olduğu için nörodejeneratif hastalıklar veya çok nadir rastlanan nörolojik problemlere özellikle çocuklarda çare bulmaya çalışan ve onların ömrünü bir nebze olsun uzatmaya çalışan biri. Bu anlamda onun da rol model olması, ev ortamında bile bilimin konuşulması beni motive ve teşvik (https://www.trthaber.com/etiket/tesvik/) eden faktörlerden.”
Tayyibe Duygu SAÇAR
