Kutsal Geyiğin Ölümü, yönetmenliği Yorgos Lanthimos tarafından gerçekleştirilmiş, 2017 çıkışlı bir gerilim filmidir. Bu film 22 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirilen Cannes Film festivalinden En İyi Senaryo Ödülü’nü alarak ayrılmıştır. Konusunu kısaca özetlemek gerekirse:
Film bir ailenin başına gelen ilginç olayları gözler önüne serer. Öykü Cerrah Steven Murphy, göz doktoru Anna, ergenlikteki kızları Kim ve oğulları Bob etrafında dönmektedir. Cerah Steven, ameliyat esnasında hayatını kaybeden hastasının oğlu olan, Martin’le arada buluşmakta ve vicdanını rahatlatmaktadır. Çünkü Martin’in babasının ameliyatını alkollü bir şekilde yapmış ve ölümüne sebep olmuştur. Bu sebeple düzenli olarak Martin ile görüşür ve Martin’in, kendisini babası gibi görmesinden rahatsız olmaz. Martin’e hediyeler vermeye başlayan Steven bir gün Martin’i eve davet eder. Kim ve Martin’in arasında bir yakınlaşma olur.
Zaman geçtikçe Martin değişir ve manevi babası Steven’a farklı taleplerde bulunmaya başlar. Martin olur olmadık her yerde Steven’ı ziyaret eder ve annesiyle aralarını yapmaya çalışır. Martin’in bu tavırlarından rahatsız olan Steven, Martin ile arasına mesafe koyar ve görüşmeme kararı alır. Bu olaydan kısa bir süre sonra Steven’ın oğlu felç kalarak yatağa düşer ve yemekten kesilir. Anne ve baba doktor olmasına rağmen Bob’ı bir türlü iyileştiremezler, hastalığa dair yaptıkları araştırmalar hüsran ile sonuçlanır.
Hastane kafeteryasında Steven ile Karşılaşan Martin, ailesinde ki herkesin oğulları ile aynı durumu yaşayacağını ve hepsinin sonunda acı çekerek öleceğini söyler. Başta Steven inanmaz fakat Martin’in söyledikleri bire bir çıkmaktadır. Önce kızı Kim yatağa Düşer ardından oğlu Bob’ın gözlerinden kanlar gelmeye başlar. Lanetin sadece bir kurban ile son bulacağını söyleyen Martin yüzünden Bob, babasının kurşunu sonucu ölür. Artık lanet ortadan kalkmıştır.
Film Analizi
İlyada, Homeros tarafından yazılmış ve Truva savaşını anlatan bir destandır. Kutsal Geyiğin Ölümü filmin temeli, bu destana dayanmaktadır. Mite göre Paris Menelaus’un eşi Helen’i kaçırır ve Truva savaşı başlar. Kral Agamemnon donanması ile birlikte sefer kararı alır. Sefer sırasında Kral Agamemnon ava çıkar ve avda Artemis’in kutsal geyiklerinden birini vurur. Artemis buna çok sinirlenir ve donanmaları hareket ettiren rüzgârı keser. Kral Agamemnon Artemis’le konuşur ona yalvarır, Artemis ise sadece geyiği karşılığında kızını kurban ederse rüzgârı serbest bırakacağını söyler. Agamemnon başta reddeder fakat daha sonra ölüm korkusuna kapılarak anlaşmayı kabul eder. Kızını savaşçısı Aşil ile nişanlayacağını söyleyerek yanına çağırır ve kızını Artemis’e vererek kurban eder.
Kutsal geyiğin Ölümü filminde bu öykü güncel ifadelerle anlatılır. İlk sahnede karşımıza çıkan kalp seyircide derin bir gerginliğe sebep olur ve bu gerginlik film boyunca devam eder. Kullanılan Zoom Out teknikleri sayesinde karakterin içerisine girer ve onunla birebir özdeşleşiriz. Karakterlerden uzaklaştığımızda ise özenin içinde bulunduğu durumun farkına varırız. Bu sayede başlarına gelen olayları bizim başımıza gelmiş gibi algılarız ve vücudumuzda dolaşan tedirginlik dozu daha da artar.
Steve karakteri, soy adını Murphy Kanunlarından almıştır. Murphy kanunlarının ana fikri; ‘’Ters gidebilecek her şey ters gider’’ olarak bilinmektedir. Film de bu ana fikre tamamen sadık olarak ilerler. Aileyi oluşturan karakterlerde bilinçli bir soğukluk mevcuttur ve hikâye Kral Agamemnon’un hikayesiyle bire bir aynıdır.
Kim hastanede felçli bir şekilde yatarken Martin’in pencereye gel demesi ve Kim’in zorlanmadan ayağa kalkması, Martin’in doğa üstü güçlere sahip olduğu fikrini yaratmaktadır. Hikâyenin sonunda hem Martin’in hem de Steven’ın ailelerinden birer kişi ölmüş ve mitolojik hikayelerde olduğu gibi denge sağlanmıştır. Steven, öldürdüğü kutsal geyiğin bedelini oğlunu kurban ederek ödemiştir. Zeynep MEŞE