Küresel ısınma, sadece iklim değişikliklerine ve çevresel felaketlere neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda gezegenimizin dönüş hızını da etkiliyor. Bilim insanlarının yaptığı son araştırmalar, buzulların erimesiyle birlikte ekvatora yakın bölgelerdeki su miktarının arttığını ve bu durumun Dünya’nın dönüş hızını yavaşlattığını ortaya koydu. Buzulların erimesi sonucu deniz seviyelerindeki artış, su kütlelerinin daha geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. Bu genişleme, Dünya’nın dönüş eksenine olan kütle dağılımını değiştirerek, gezegenimizin dönüş hızını yavaşlatıyor. Yavaşlayan dönüş hızı, günlerin milisaniyeler mertebesinde uzamasına yol açıyor.
Bilim insanları, bu sürecin geçen yüzyıla göre hız kazandığını ve farkların daha belirgin hale geldiğini belirtiyor. Yapılan hesaplamalar, 20. yüzyıl boyunca günlerin uzama hızının artarak devam ettiğini ve bu trendin gelecekte de süreceğini öngörüyor. Her ne kadar bu değişiklikler milisaniyeler düzeyinde olsa da, uzun vadede önemli etkiler yaratabilir. Günlerin uzamasının yanında, küresel ısınmanın etkileri hayatın her alanında hissedilmeye devam ediyor. İklim değişiklikleri, deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve ekosistemlerin bozulması gibi faktörler, dünya genelinde büyük endişe yaratıyor.
Küresel ısınma ile mücadelede uluslararası iş birliği ve sürdürülebilir politikaların önemi her zamankinden daha fazla. Fosil yakıt kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve çevre dostu teknolojilerin teşvik edilmesi, bu sürecin yavaşlatılmasında kritik rol oynayacak.
Bu yeni bulgular, küresel ısınmanın sadece çevresel değil, aynı zamanda gezegenimizin fiziksel dinamiklerini de etkilediğini gösteriyor. Bilim insanları, bu tür araştırmaların, gelecekte daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya için alınacak önlemlere ışık tutacağını umuyor.
Fatma Tecirli
