Harper Lee’nin 10 yaşındayken yaşadığı Alabama’daki gözlemlerinden yola çıkarak yazdığı, 1960’ta yayımlandıktan sonra 40’tan fazla dile çevrilip, Oscar ödüllü bir sinema filmi için temel oluşturan ve 20. yüzyılın en iyi romanlardan biri seçilen Pulitzer ödülüne sahip olan ‘Bülbülü Öldürmek’, eseri yayınlandığı dönemde büyük bir başarı kazanarak, modern Amerikan Edebiyatı’nın klasikleri arasına girmiştir.
Bülbülü Öldürmek, ABD’nin güneyinde yer alan Maycomb adlı kurgusal bir kasabada geçiyor ve Scout Finch adında küçük bir kızın dilinden okuyucuya sunuluyor. Scout’a eşlik eden abisi Jem, her ikisinin en yakın arkadaşı Dill ve bir avukat olan babaları Atticus Finch’in başlarından geçeni konu alan roman, ABD’de asılsız bir iddiayla yargılanan bir zenciyi savunmakla görevlendirilen, Atticus Finch’in kasabanın geri kalanıyla ters düşmesiyle şekilleniyor.
Akıcı ve güzel bir olay örgüsüne sahip olan kitap, hissettirmeyi amaçladığı bütün duyguları küçük bir kız çocuğunun ağzından okuyucuya başarılı bir şekilde iletiyor. Eserin günümüzde hâlâ bu denli diri kalması, insanlığın ve adaletin yıllardır pek bir gelişim yaşamadığını kanıtlar nitelikte.
‘Önyargılarımızla mı doğrarız yoksa önyargılı olmayı öğrenir miyiz?’ diyen birinin kendisini sorgulamak için iyi bir fırsat…
Burak GENÇ / Emir Can TURANOĞLU