Yapılan araştırmaya göre, saç, cilt ve yünde bulunan keratin proteini, diş minesinde de koruyucu bir tabaka oluşturabiliyor. Keratin, tükürükteki minerallerle etkileşime girerek doğal mine yapısına benzeyen kristal bir kaplama meydana getiriyor. Bu sayede diş yüzeyinde dayanıklı bir koruma sağlanabiliyor.
Mevcut florürlü diş macunlarının yalnızca mine kaybını yavaşlattığı bilinirken, keratin bazlı yeni formülün bu süreci tamamen durdurabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, keratinin oluşturduğu yoğun mineral tabaka sayesinde diş hassasiyetinin azalabileceği de öne sürülüyor.
Geliştirilen bu yöntem, hem günlük kullanıma uygun bir diş macunu olarak hem de diş hekimleri tarafından uygulanabilecek özel bir jel formunda üretilebilecek. Ürünün 2–3 yıl içinde piyasaya sunulması hedefleniyor.
ÇEVRECİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KAYNAK
Araştırmada kullanılan keratinin yünden geri dönüştürülerek elde edildiği açıklandı. Uygulama sonrasında keratin, diş yüzeyinde doğal mineye benzeyen bir yapı oluşturuyor ve kalsiyum ile fosfat iyonlarını çekerek kalıcı bir koruyucu katman meydana getiriyor.
Bu yöntemin, hem sürdürülebilir bir kaynak kullanımı sağlaması hem de çevre dostu bir alternatif sunmasıyla öne çıktığı belirtiliyor.
Araştırmacılar, bu çalışmanın biyoteknoloji ve diş hekimliğini birleştirerek diş minesinin kendini doğal yolla yenileyebileceği yeni tedavi yöntemlerinin önünü açabileceğini ifade ediyor.
Bu gelişmenin, gelecekte biyolojik olarak kendi kendini onaran dişler için önemli bir adım olabileceği değerlendiriliyor.
Arife SALMAN

