İngiltere’de geleneksel hale gelen kuğu sayımının bu yıl 838’si yapıldı. Kuğu popülasyonunu belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bu etkinlik, ilk olarak 1186 yılında tüm Thames Nehri kuğularının özel şahıslardan kraliyete geçmesiyle başladı. Her yıl Temmuz’un üçüncü haftasında düzenlenen bu etkinlik, sadakat ve sonsuz aşkın sembolü olarak kabul edilen kuğulara adanmış tarihi bir ritüel olarak önemini koruyor.
“Kuğu Kaldırma” olarak bilinen bu tarihi işlem sırasında, kuğu ailesinin yavruları titizlikle inceleniyor. Yavru kuğuların sağlık durumu, boyları ve kiloları dikkatlice kontrol ediliyor. Sayılan kuğuların ayaklarındaki perdelere, sayıldıklarını gösteren özel bir işaret takılıyor. Böylece sayım daha kolay hale gelirken, kraliyet ailesine ait kuğuların sayımı bu işlemden muaf tutuluyor.
Geçmişte kuğular, varlıklı kişilere aitti ve her aileye özgü işaretler, kuğuların gagalarına çizilirdi. Yaklaşık 10 kiloluk bu zarif kuşlar, ziyafet sofralarını süsler ve farklı ailelerin kuğularından doğan yavrular, yine bu aileler arasında paylaştırılırdı. Ancak zamanla kuğuların avlanması önemli bir suç haline geldi ve kuğu yavrularının bir kısmı, neslin devamını sağlamak amacıyla nehirlere salındı.
1186 yılında kuğular Kraliyet’in kontrolüne girmesine rağmen, bugün sadece 346 kilometre uzunluğundaki Thames Nehri’nin yaklaşık 130 kilometrelik bölümündeki kuğular Kral 3. Charles’ın malı kabul ediliyor. Nehrin bu bölümünde bulunan ve daha önce işaretlenmemiş kuğular Kral’ın malı sayılıyor. Sayım işlemi, yalnızca “sessiz kuğu” adı verilen kuğu türüne yapılıyor.
Kuğu sayımı geleneği, kuğuların korunması ve sağlıklı bir şekilde popülasyonlarının devam ettirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Kraliyet yetkilileri, bu etkinlikle kuğuların sağlık durumlarını yakından takip ederek gerekli önlemleri alıyor ve böylece kuğu popülasyonunun sürdürülebilirliğini sağlıyorlar. Kuğuların sadakat ve sonsuz aşkın sembolü olarak kabul edildiği bu anlamlı etkinlik, aynı zamanda İngiltere’nin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına da katkıda bulunuyor.
Her yıl büyük bir özen ve titizlikle yürütülen bu geleneksel sayım, kuğuların doğal yaşam alanlarının korunmasına ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasına olanak tanıyor. Kraliyet yetkilileri ve gönüllüler, kuğuların sağlık durumlarını kontrol ederken aynı zamanda çevre bilincini de artırmayı hedefliyor. Kuğuların doğal güzellikleri ve zarafetleriyle süslenen bu etkinlik, İngiltere’nin zengin tarihine ve kültürel mirasına olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sayımı 32 yıldır yöneten David Barber, son iki yıldır “Kral’ın Kuğu İşaretleyicisi” ünvanını taşıyor. Kuğu sayımı, Thames Nehri’nde kanolara benzer kayıklarla gerçekleştiriliyor. Thames Nehri’nde gerçekleştirilen sayım, kanolara benzer kayıklarla yapılıyor. Barber ve ekibi, kuğuları belirli noktalarda çembere alarak sayım yapıyor ve bu sırada ilkokul çocuklarına bilgi veriliyor.
Şapkasına kuğu tüyü takan Barber, Londra’nın batısındaki Maidenhead kentinin Cookham köyünde yaptıkları sayım işleminde konuştu. Bugün yiyecek olarak tüketilmeyen kuğuların korunması ve eğitim amacıyla bu tarihi geleneğin sürdürüldüğünü anlatan Barber, “12. yüzyılda Kraliyet, ülkedeki tüm kuğuları sahiplendi.
Barber, kuğuların sağlık durumlarını kontrol ederken, yaralanmaların çoğunun balıkçılık oltalarından kaynaklandığını belirtti. Yaklaşık 130 kilometrelik güzergahta yapılan sayımda, henüz uçamayan yavru kuğuları saymanın kolay olduğunu söyledi.
Binnur Öztürk