Bilim insanları son derece uzak galaksilerden esrarengiz parıltılar geldiğini keşfetti. ‘Evsiz’ kozmik enerji patlamalarının sonunda evleri olduğu ortaya çıktı.
Hawaii’deki Maunakea Gözlem Evleri’nde gökbilimciler, gökyüzünde görülen güçlü, esrarengiz radyasyon patlamalarının nerede oluştuğu bulmuş olabilirler. Bunlar aniden ortaya çıkmak yerine, önceden tespit edilemeyecek kadar uzak galaksilerden geliyor olabilir.
Gama Işını Patlamaları (GRB), büyük patlamanın kendisinden bu yana gökyüzündeki en parlak şeyler. Bu muazzam patlamalar, Güneş’in 10 milyar yılda üreteceğinden daha fazla enerjiyi ilk anlarında salıveriyor. Gökbilimciler, bu yoğun gama ışınları emisyonlarının yanı sıra X-ışınları ve diğer ışık dalga boylarının, büyük kütleli yıldızların içine çökerek kara deliklere dönüşmesinden ve aşırı yoğun nötron yıldızlarının çarpışmasından kaynaklandığına inanıyor.
Gama ışınları ışığın en enerjik şekli ve en kısa dalga boyuna sahip olması ve Dünya’da ise nükleer patlamalarda ortaya çıkıyor.
Birçok GRB’nin kökeni uzak galaksilere kadar takip edildi. Ancak diğerleri hiçliğin ortasında, boş gökyüzünde ortaya çıkıyor gibi görünüyor.
Maryland Üniversitesi/George Washington Üniversitesi’nden gökbilimci Brendan O’Connor, yaptığı açıklamada, “Bu evsiz GRB’ler ilgi çekici bir gizem sundu” dedi. O’Connor, Royal Astronomical Society’nin Monthly Notices adlı bilimsel dergide yayımlanan, GRB’leri konu alan yeni bir çalışmanın başyazarı.
120 GRB’nin kayıtlarını inceleyen araştırma ekibi, 43 evsiz GRB keşfetti. Bunlar evrenin her yerinde çığlıklar atmak üzere bir anda beliren parlak ışıklardı.
Makalenin arkasındaki araştırma ekibi, gizemi çözmek için (Şili’deki Gemini Güney teleskobu, Hubble Uzay Teleskobu ve diğer tesislerin yardımıyla) Hawaii’deki Gemiyi North ve Keck Gözlemevi teleskoplarını GRB 151229A diye bilinen evsiz bir GRB’nin son parıltısına odakladı.
Öğrendikleri şey, Dünya’dan Oğlak takımyıldızı yönünde görünen ve ekibin güçlü cihaz koleksiyonunu kullanmadan önce göremeyeceği kadar soluk olan bu GRB’nin, 9 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir galakside ortaya çıktığıydı.
Dr. O’Connor’a göre bu bulgu, uzun süredir devam eden gizeme dair bir çözümden daha fazlası. Ayrıca bilim insanlarının evrenin evrimini nasıl anladıkları üzerinde etkileri olabilir: Nötron yıldız çarpışmaları, altın ve plütonyum da dahil olmak üzere evrendeki en ağır elementleri yaratmak için gerekli olan yoğun nükleer fırın türlerinin olmasıdır.
Dr. O’Connor “Bu, zaman ölçeğini evrenin ‘Midas dokunuşunu’ (Yunan mitolojisinde dokunduğu her şeyi altına çevirme yeteneği verilen Kral Midas’a gönderme -ed.n.) aldığı ve periyodik tablodaki en ağır elementlerle tohumlandığı döneme geri itiyor” dedi.
Hilal Özdemir