İddialar ilk olarak 2016 yılında, ABD’deki Caltech Üniversitesinden iki astronom, Konstantin Batygin ve Mike Brown tarafından gündeme getirildi. Araştırmalarına göre, Neptün’ün ötesindeki Kuiper Kuşağı’nda bulunan bazı cisimlerin yörüngeleri, görünmeyen büyük bir kütle tarafından etkileniyor olabilir.
Bu görünmeyen kuvvetin, Dünya’dan birkaç kat büyük, uzak ve soğuk bir gezegen olması ihtimali üzerinde duruluyor. Mike Brown, 2024 yılında yaptığı açıklamada “Dokuzuncu Gezegen’in var olmaması çok düşük bir ihtimal” diyerek teorinin arkasında durmaya devam etti.
KESİN KANIT HÂLÂ YOK
Buna karşın bazı bilim insanları hâlâ şüpheci. En çok sorulan soru şu: “Eğer böyle bir gezegen varsa, neden hâlâ kimse onu görmedi?” Alternatif teoriler, bu etkilerin küçük bir kara delikten ya da kalıntı halindeki enkazlardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.
Gözlemsel zorluklar da büyük bir engel. Uzak cisimlerin yörüngelerini tam olarak izleyebilmek için binlerce yıla yayılan veriye ihtiyaç duyuluyor. Örneğin, Kuiper Kuşağı’nda yer alan bazı cisimlerin bir turu tamamlaması 20 bin yıl sürebiliyor.
2023 yılında keşfedilen 2023 KQ14 adlı bir gök cismi, yörüngesinin beklenenden daha kararlı çıkmasıyla bu teoriye yeni bir boyut kazandırdı. Bu gözlem, varsa bile Dokuzuncu Gezegen’in tahmin edilenden çok daha uzak bir noktada olabileceğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Dokuzuncu Gezegen’in varlığı henüz kesinleşmedi. Ancak gözlemler, bu gizemli cismin ipuçlarını vermeye devam ediyor. Astronomlar, önümüzdeki yıllarda daha güçlü teleskoplarla bu soruya kesin bir yanıt aramayı sürdürecek.
Arife SALMAN