1. Anasayfa
  2. Genel

DOĞAL AFET DEPREM

DOĞAL AFET DEPREM

Yeryüzünde en yıkıcı etkilere sahip doğal afetlerin başında

depremler gelmektedir. Dünya var oluşundan beri depremler nedeniyle kim bilir kaç can yitip gitmiştir. Ya da kaç anne baba

evlat acısı çekmiş, kaç evlat yetim ve öksüz kalmıştır.

Bu acının tarifi tahmin bile edilemez.

Yeryüzünde en yıkıcı etkilere sahip doğal afetlerin başında depremler gelmektedir. Dünya var oluşundan beri depremler nedeniyle kim bilir kaç can yitip gitmiştir. Ya da kaç anne baba evlat acısı çekmiş, kaç evlat yetim ve öksüz kalmıştır. Bu acının tarifi tahmin bile edilemez.

Türkiye, bir deprem ülkesi olduğu için neredeyse hepimiz depremi yaşamışızdır ya da az çok hissetmiş, onun verdiği korkuyu görmüşüzdür. Deprem, önlenemez bir doğal afet olsa da depremin yıkıcılığını önlemenin birçok yolu vardır. Bu yollardan başlıca olanı, bina denetimlerinin çok sıkı ve iyi bir şekilde yapılmasıdır. Yapılan binaların depreme dayanıklı olması gerekir. Eskimiş ve güçsüzleşmiş binalar yıkılarak yerine sağlam binalar yapılmalıdır. İnsanlar deprem konusunda bilinçlendirilmeli ve her an depreme hazır halde olabilmeleri için eğitilmelidirler. Bu eğitimler ise küçük yaşlarda başlayıp ilerleyen yaşlarda da devam etmelidir. Günümüzde, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde belki de dünyanın en şiddetli depremleri yaşansa da can kayıplarının ya hiç olmadığını ya da çok az olduğunu görebiliyoruz. Japonlar ileri teknolojileri ve bu konuda duyarlı olmaları sebebiyle yapılarını büyük depremlere dahi dayanıklı şekilde inşa edebiliyorlar. Unutmayalım ki deprem öldürmez, bina öldürür. Bizlerde öldüren binalar değilde daha dayanıklı binalar inşa etmeliyiz, böylece can ve mal kaybını en aza indirebiliriz. Depremin yıkıcılığını önleyecek bir diğer yol ise: depremden önce, evimize deprem sigortası yaptırmamızdır. Bu sayede eğer deprem sonrasında evimiz zarar görmüş ise evimizin zarar gören bölümünü yeniden yaptırabiliriz. Bir başka yol ise: Depremden önce, tüm aile bireyleri için bir deprem çantası hazırlamaktır. Bu deprem çantasının içinde; giysiler, el feneri, düdük, açılmamış bisküvi, konserve vb. paketlenmiş yiyecekler, yara bandı, sargı bezi, makas, sıcak tutacak giysiler, battaniye, eğer kullandığımız ilaçlar varsa aynı ilaçtan yeteri kadar ve birkaç adet açılmamış su, kendimizi ve ailemizi tanıtan bir kart, kalem ve kâğıt ve biraz para bulundurmalıyız. Unutmayalım ki önceden hazırlıklı olmak hayat kurtarır.

Depremden en az etkilenmek için deprem anında uygulamamız gereken kurallar bulunmaktadır. Hep birlikte bu kuralları tekrardan hatırlayalım. Deprem anında yapılması gerekenler: eğer binanın içindeysek; duvara sabitlenmiş ve sağlam bir eşyanın yanına çömelerek çök, kapan, tutun pozisyonu almalıyız. Bu pozisyonu almak için; bir elimizle, yanına çömeldiğimiz eşyanın herhangi bir yerine tutunmalı ve diğer elimizle ise başımızı korumalıyız. Deprem anında sakin olmalıyız. Panik yapıp evin içinde koşturmamalıyız. Deprem anında; dışarı çıkmamalı, merdivenleri ve asansörü kullanmamalıyız. Deprem; eğer çok şiddetli ise yerimizden hiç kıpırdamamalıyız. Çünkü bizim ani bir hareketimiz evin yıkılmasına sebep olabilir. Deprem anında; binanın içinde isek camlardan ve yıkılabilecek eşyalardan uzak durmalıyız. Deprem anında çök, kapan, tutun pozisyonu almalı ve bu sayede kendimize bir hayat üçgeni oluşturmalıyız. Hayat üçgeni sayesinde eğer üstümüze bir enkaz düşerse enkaz bizlere değil de, yanına çömeldiğimiz eşyanın üstüne düşecek ve bir kenarı eşyanın ve bir kenarı da yerin üstünde olacağı için o küçük arada bir boşluk oluşacak ve o boşluk sayesinde bizler belki; ölümden kurtulacağız.

Her büyük depremlerden sonra; küçük artçı depremlerde olur. Bu yüzden depremlerden sonra; eğer binadan çıkacaksak dikkatli bir şekilde çıkmalıyız. Depremi hisseden yakınlarımızla telefon görüşmesi yapmalı ve durumlarının nasıl olduğunu öğrenmeliyiz. Eğer enkaz altında kaldıysak sakin olmalı ve panik yapmamalıyız. Enerjimizi korumalı ve yapabildiğimiz kadar yüksek bir ses tonuyla sesler çıkarmalıyız. Eğer ses çıkaracak bir durumda değilsek görevlilerin bizleri enkaz altından kurtarmasını beklemeliyiz. Elimizden geldiğince uyumamaya çalışmalıyız.

Depremin acılarını sadece yaşayanlar değil, hepimiz hissediyoruz. Hepimiz bunu geçtiğimiz dönemlerde yaşadığımız Erzincan, Çaldıran, Gölcük, Bingöl, Van, Elazığ, İzmir ve daha birçok depremlerden biliyoruz. Bu depremlerin tekrarlanmaması için bu tedbirleri almak zorundayız. Bu tür tedbirleri almak için henüz geç değil. Umarım insanlarımız bu büyük kayıpların farkına varır ve gerekli tedbirleri alırlar. Hiç kimsenin deprem acısı yaşamaması dileğiyle…

Fatma Tecirli

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni içeriklerimizden anında haberdar olun.