Tarih her ne kadar geçmişten bahsetse de birçok olayla beraber dünya düzeni değişmiştir. Tarih, 375 kavimler göçüyle beraber yeni bir düzen içerisine girmiş, Orta Çağ başlamıştı. Bin yıla aşkın bir süre devam eden Çağ, değişim için bekliyordu. Kendini yeniden yapılandıracak farklı bir olay için sabrediyordu. Yaşanan birçok olaylardan biri olan Konstantinopolis’in fethi diğer olayların aksine daha çok önem kazanmış, dünya düzenini yeniden yapılandırmış ve düzenlemiştir. 1521 yılında tahta geçen II. Murat 30 yıl boyunca Osmanlı Devleti’ni yönetmişti. Bu süre zarfında sadece bir defa Konstantinopolis’i kuşatma altına almış; bunda da başarısız olmuştu. II. Murat 30 yılın sonunda vefat edince tahtı II. Mehmet’e bıraktı. Osmanlı Devleti Sultanları hayal ettikleri Konstantinopolis’i fethetmek için çalışsalar da bunu hiçbir zaman başaramamışlardı. Fetihler her zaman kuşatma adı altında kalmış; ve hiçbir zaman etki gösterilememişti. Yalnız aralarından çıkacak bir Osmanlı Sultanı farklıydı. II. Mehmet tahta çıktığında 19 yaşındaydı. 1451 yılında tahta geçen Osmanlı Padişahı II. Mehmet, çok genç yaşta olmasına rağmen çok zeki ve eğitimliydi. Genç yaşta taht sahibi olan Padişah, kendi icadı olan savaş silahlarını ve taktiklerini sergileme yolunda adımlar attı. Geçmişte yapılan hataları bir araya getirerek bunların önlemini almak için uğraştı. Hem devletini güçlendirmek, hem de toprak bütünlüğüyle beraber İslam’daki güzel övgüye layık olmak için bütün hazırlığıyla Bizans’ın üstüne yürüdü. 1453 yılında işgale başlayan Osmanlı çok ağır bir şekilde aşılamaz denilen Bizans duvarlarına yöneldi. Bizans’ın savunması karşısındaki tarihe damga vuracak stratejileri dünyanın gözünü kamaştırdı. Devasa denilebilecek gemileri karadan yürüterek denize indirip Bizans’ın kalesine saldırdı. Bu saldırı da kendi icadı olan Şahi topları, savaş kuleleri ve savaş düzeni oluşturmuştu. Tarihte görülmemiş savaş aletleri ve stratejileri bu savaşta görülmüş oldu. Nitekim 29 Mayıs 1453’te Bizans düştü ve Konstantinopolis Osmanlı toprağı oldu. Konstantinopolis Osmanlı eline geçtikten sonra başkent yapılarak İstanbul ismi konuldu. II. Mehmet diğer devletlerin yaptığı gibi fethettiği yere zulüm etmemiş, Bizans halkını himayesine alarak kendi tebaası yapmıştı. Savaş sonrası bu hoşgörülü yaklaşımla beraber diğer devletlerin gözünde bir imaj da kazanılmıştı. Bizans’ın tamamen yok olması ve hakimiyetin Osmanlı’ya geçmesi durumu o yıllardaki tarihte çok büyük yankı uyandırdı. Bu tarihsel olayla beraber büyük bir devrin sonu olarak Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı. Bu fetihle beraber II. Mehmet Fatih unvanına layık oldu. II. Mehmet tarihin sahnelerine adını devir açıp kapatarak ve fetihler yapıp unvanlar alarak yazdırdı.
Fatih Sultan Mehmet 29 Mart 1432’de Edirne’de doğdu. Babası Sultan İkinci Murad, annesi Huma Hatun’dur. Fatih Sultan Mehmed, uzun boylu, dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemalarından birisiydi ve yedi yabancı dil bilirdi. Alim, şair ve sanatkarları sık sık toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları incelerdi. Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmed’in en çok değer verdiği alimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmet, gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir komutan ve idareciydi. Fatih Sultan Mehmet okumayı çok severdi. Farsça ve Arapça’ya çevrilmiş olan felsefi eserler okurdu. 1466 yılında Batlamyos Haritasını yeniden tercüme ettirip, haritadaki adları Arap harfleriyle yazdırdı.
Burak KARAGÖZ
