Erken dönem Osmanlı mimarisinin en ihtişamlı örneklerinden biri olan ve “Bursa’nın Ayasofya’sı” olarak anılan Ulu Cami, hem tarihi yapısıyla hem de içinde barındırdığı eşsiz hat sanatıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği camide artık ziyaretçiler, duvarları süsleyen hat yazılarının anlamlarına dijital olarak ulaşabiliyor.
Caminin üç kapısına yerleştirilen ekranlardaki karekodlar (QR), cep telefonlarıyla okunduğunda, içerideki 110 hat levhasına dair bilgiye sesli, yazılı ve görsel olarak erişim imkânı sunuyor. Hatların kim tarafından yazıldığı, içerdiği anlam ve tarihçesi dijital ortamda detaylı bir şekilde sunuluyor. Bu sistem sayesinde ziyaretçiler, camideki hat eserlerini yalnızca estetik bir gözle görmekle kalmıyor, aynı zamanda bilgiye doğrudan kaynağından ulaşabiliyor.
Osmanlı’nın dördüncü padişahı Yıldırım Bayezid tarafından 14. yüzyılın sonlarında inşa ettirilen Ulu Cami, hat sanatı açısından da adeta bir müze niteliğinde. Caminin içinde 13 farklı yazı karakteriyle 41 ayrı hattat tarafından yazılmış toplamda 192 hat yazısı bulunuyor. Bu eserler arasında Abdülfettah Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sami Efendi ve Mehmed Şefik Bey gibi önemli hattatların imzaları yer alıyor.
Ayrıca, camide sergilenen dikkat çekici unsurlardan biri de Yavuz Sultan Selim tarafından hediye edilen, Kabe’ye ait 500 yıllık kapı örtüsü. Tüm bu unsurlar, Ulu Cami’yi sadece bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda Türk-İslam sanatının nadide örneklerini barındıran kültürel bir miras olarak öne çıkarıyor.
Bursa Ulu Cami Onarım Donatım ve Bakım Derneği tarafından hayata geçirilen bu dijital uygulama sayesinde bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi ve yeni nesillerin ecdat mirasına daha bilinçli yaklaşması hedefleniyor. Uygulamanın yakında İngilizce ve Arapça dil desteğiyle uluslararası ziyaretçilere de açılması planlanıyor.
Bu örnek uygulamanın, başta Sultan Ahmet, Ayasofya-i Kebir ve Selimiye Cami olmak üzere Türkiye’deki diğer tarihi camilere de ilham olması bekleniyor.
Fatma TECİRLİ