Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan son araştırmalar, az miktarda bile alkol tüketiminin çeşitli kanser türleriyle bağlantılı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Uzmanlar, halk sağlığı açısından alkol tüketiminin ciddi şekilde gözden geçirilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
ABD’de her yıl yaklaşık 100 bin kanser vakasının ve 20 bin kanser kaynaklı ölümün doğrudan alkol kullanımına bağlı olduğu belirtiliyor. Bu sayı, ülkedeki alkole bağlı trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin neredeyse on katı.
EN TEHLİKELİ KANSEROJENLER ARASINDA
Alkol, 2000 yılında ABD Ulusal Toksikoloji Programı tarafından “bilinen insan kanserojeni” olarak ilan edildi. Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı ise 2012 yılında alkolü en tehlikeli sınıf olan “Grup 1 kanserojenler” arasında sınıflandırdı.
Araştırmalar; ağız boşluğu, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, rektum ve meme kanserleriyle alkol arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. Uzun süreli ve yoğun tüketim, pankreas kanseri riskini de artırıyor.
ALKOL, HÜCRELERİ NASIL ETKİLİYOR?
2025 yılında yayımlanan ABD Baş Cerrahı Raporu, alkolün kansere neden olma yollarını dört ana başlıkta topladı:
● Alkol metabolizması sonucu ortaya çıkan asetaldehit
● Oksidatif stres ve iltihaplanma
● Hormon seviyelerinde değişim (özellikle östrojen artışı)
● Tütün gibi diğer kanserojenlerle etkileşim
Alkol vücutta parçalandığında asetaldehit adlı zararlı bir kimyasal oluşuyor. Asetaldehitin doğrudan DNA hasarına ve mutasyonlara yol açtığı, böylece tümör gelişimini tetiklediği bildiriliyor. Ayrıca alkol, serbest radikallerin üretimini artırarak hücre yapısını bozuyor ve bağışıklık sistemini zayıflatıyor.
“EN GÜVENLİ MİKTAR: HİÇ TÜKETMEMEK”
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Ulusal Sağlık Enstitüleri, alkolün kansere neden olduğuna dair kesin bilimsel kanıtların bulunduğunu teyit ediyor. Ancak 2019 yılında yapılan bir ankete göre Amerikalıların yarısından fazlası hâlâ alkolün kansere yol açabileceğinden habersiz.
Uzmanlar, kadınlar için günde bir, erkekler içinse iki kadehten fazla içki tüketiminin riskli olduğunu hatırlatıyor. Ancak son bulgulara göre, bu miktarların altında kalan tüketim bile kanser riskini artırabiliyor.
Özellikle tütünle birlikte kullanıldığında, alkol vücudu kansere karşı çok daha savunmasız hâle getiriyor. Alkol, sigaradaki kanserojen maddelerin emilimini kolaylaştırarak riski katlıyor.
Uzmanlar, bireysel genetik yapının, yaşam tarzının ve genel sağlık durumunun da alkolün vücut üzerindeki etkilerini değiştirebileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, alkol kullanım alışkanlıklarının yeniden değerlendirilmesi ve mümkünse bırakılması, kanserle mücadelede atılacak en etkili adımlardan biri olarak görülüyor.
Fatma TECİRLİ