1. Anasayfa
  2. Teknoloji

NASA’NIN SWOT UYDUSU, OKYANUSLARIN GİZLİ DAĞLARINI GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI

NASA'nın SWOT uydusu, okyanus yüzeyindeki milimetrik değişimleri analiz ederek 100 binden fazla bilinmeyen deniz altı dağı ve tepesini haritaladı.

NASA’NIN SWOT UYDUSU, OKYANUSLARIN GİZLİ DAĞLARINI GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI

Dünya’nın yüzeyinin büyük bir kısmını kaplayan okyanuslar, yüzyıllardır insanlık için büyük bir sır perdesi oldu. Ancak NASA ile Fransız Uzay Ajansı CNES’in ortaklaşa geliştirdiği SWOT (Yüzey Suyu ve Okyanus Topografyası) uydusu, bu bilinmezliği ortadan kaldıracak devrim niteliğinde verilere ulaştı.

SWOT uydusu, deniz yüzeyinde meydana gelen yalnızca birkaç milimetrelik yükseklik değişimlerini analiz ederek, okyanus tabanındaki 100 binden fazla yeni dağ ve tepeyi haritalamayı başardı. Önceden yalnızca 1 kilometre yüksekliğindeki yapılar saptanabiliyorken, artık 500 metre boyundaki dağlık oluşumlar bile belirlenebiliyor. Bu gelişme, bilinen deniz altı dağlarının sayısını iki katından fazla artırdı.

Bu gelişmeden önce bilim insanları, Ay’ın yüzeyini Dünya’nın okyanus tabanından daha ayrıntılı şekilde inceleyebilmişti. Ancak SWOT’un yüksek çözünürlüklü radar teknolojisi sayesinde bu durum hızla değişiyor.

Yeryüzünün yaklaşık %90’ını her 21 günde bir tarayabilen SWOT, deniz tabanında yer alan jeolojik yapıların okyanus akıntıları, ısı dağılımı ve deniz canlılarının yaşam alanları üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamıza da olanak sağlıyor. Derin denizlerdeki ısı ve besin dolaşımını yönlendiren bu yapılar, aynı zamanda levha tektoniği, deniz ulaşımı ve denizaltı iletişim sistemleri açısından da hayati önem taşıyor.

Jeofizikçi David Sandwell öncülüğündeki ekip, SWOT’un bir yıllık verilerini kullanarak oluşturdukları yeni harita ile bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Haritada, mor renkli alanlar okyanus çöküntülerini, yeşil bölgeler ise yükseltileri temsil ediyor.

Uzmanlar, şimdi bu yapıların sadece varlığını değil, derinliklerini ve şekillerini de daha net şekilde ölçmeye odaklanmış durumda. Elde edilen bu veriler, 2030 yılına kadar tüm okyanus tabanının sonar teknolojisiyle haritalanması hedefinde önemli bir kilometre taşı olacak.

Dünya’nın en ulaşılmaz bölgeleri birer birer görünür hale gelirken, bilim insanları bu keşiflerin yalnızca okyanusları değil, gezegenimizin dinamiklerini de yeniden anlamamıza yardımcı olacağını vurguluyor.

Fatma TECİRLİ

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni içeriklerimizden anında haberdar olun.