Hindistan’da, her 12 yılda bir düzenlenen Kumbh Mela festivali, bu yıl çok özel bir anlam taşıyor. “İnsanlığın en büyük buluşması” olarak bilinen etkinlik, bu yıl gezegenlerin ve yıldızların diziliminin, iksirin döküldüğü andaki dizilimle aynı olmasından dolayı “her zamankinden daha özel” olarak nitelendiriliyor. Böyle bir astronomik karşılaşma, ancak 144 yılda bir gözlemleniyor.
Festivalin temel inancı, Hinduların kutsal kabul ettikleri Ganj, Yamuna ve Sangam nehirlerinde yüzerek günahlarından arınacağı ve ruhsal bir kurtuluşa ulaşacağı yönündedir. Hinduizmin nihai amacı, doğum-ölüm döngüsünden kurtulup ruhsal özgürlüğe ulaşmaktır. Bu festival, Hindular için büyük bir dini ritüel olup, kökeni çok eski zamanlara dayanmaktadır.
FESTİVALİN GEÇMİŞİ VE MİTOLOJİK HİKAYESİ
Kumbh Mela’nın kökeni, Hindu mitolojisindeki bir hikâyeye dayanır. Bu hikâyede, tanrılar ve şeytanlar arasında, ölümsüzlük vaat eden bir iksir için savaş yaşanır. Okyanusun çalkalanması sonucu ortaya çıkan bu iksirin birkaç damlası, Hindistan’ın dört kutsal şehrine düşer: Prayagraj, Haridwar, Ujjain ve Nasik. Her yıl festival bu dört şehirde de düzenlense de en büyük katılım her zaman Prayagraj’da gerçekleşiyor.
Bu yılki festivale, yaklaşık 400 milyon hacının katılması bekleniyor. Festivalin düzenlendiği Prayagraj’da, hacı adayları ve turistler için nehir kenarına 4 bin hektarlık bir alana kurulan devasa çadır kentler, uzaydan bile görülebilecek kadar büyük. Şehir, festivalin altı haftalık süresi boyunca milyonlarca insanı ağırlamaya hazırlanıyor.
Festivalin 26 Şubat’ta sona ermesi bekleniyor ve Birleşmiş Milletler’in UNESCO kuruluşu tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Mirası olarak tanınan bu etkinlik, dünya çapında büyük bir dini ve kültürel öneme sahip. Hindistan’daki bu büyük buluşma, sadece dini bir etkinlik olmanın ötesinde, milyonlarca kişinin bir araya gelip geleneksel bir bağ kurduğu, eşsiz bir toplumsal deneyim olarak da önem taşıyor.
Fatma TECİRLİ