Türkiye, Birleşmiş Milletler Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından hazırlanan Küresel Siber Güvenlik Endeksi’nde 194 ülke arasında tüm alanlardan tam puan alarak “rol model” ülke listesine girdi. Bu başarı, Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki kapsamlı çalışmalarının uluslararası arenada takdir edildiğinin bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, Ağustos 2023 itibarıyla Türkiye’deki teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan 10 bin 888 firmanın yüzde 59’u, ayrıca 1323 Ar-Ge merkezinin yüzde 18’i bilgi iletişim teknolojileri alanında faaliyet göstermekte. Bu veriler, Türkiye’nin siber güvenlik sektöründeki dinamizmini ve potansiyelini gözler önüne seriyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve TÜBİTAK Siber Güvenlik Enstitüsü işbirliğiyle, siber güvenlik sektörünün gelişmesini sağlamak ve tüm paydaşların bir araya geldiği bir ekosistem oluşturmak amacıyla geniş çaplı projeler yürütülüyor. Bu kapsamda, üniversitelerin de sürece dahil edilmesi için çalışmalar devam ediyor. Amacın, siber güvenlik alanındaki Ar-Ge faaliyetlerini ve girişimleri işbirliği temelli bir yapıda desteklemek olduğu belirtiliyor.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülüyor. Eylül 2023 itibarıyla bu küme bünyesinde 255 firma, 401 ürün ve 649 hizmet ile faaliyet göstermekte. Türkiye’nin bu alandaki yapısı ve çalışmaları, uluslararası düzeyde dikkatle izleniyor.
BM ITU Küresel Siber Güvenlik Endeksi’nde, Türkiye’nin değerlendirme sürecinde “Birinci Seviye Örnek Alınan Ülkeler” arasında yer alması, siber güvenlikteki yasal düzenlemeler, teknik altyapı, organizasyonel yapı, kapasite geliştirme ve kurumlar arası işbirliği gibi alanlarda gösterdiği başarının bir sonucudur. Türkiye, bu alanlarda 20 tam puan alarak en üst seviyede yer almayı başardı.
Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki bu yükselişi, hem ulusal güvenliğe katkı sağlarken hem de uluslararası işbirlikleri için sağlam bir temel oluşturuyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde ne denli kararlı ve sistematik bir yaklaşım sergilediğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Fatma TECİRLİ