Manisa’nın Kula İlçesi’nde yer altındaki magma odalarının tespit edilmesi, dikkatleri Türkiye’nin volkanik bölgelerine çekti. Kula-Salihli Jeoparkı, hem doğaseverler hem de bilim insanları için önemli bir araştırma alanı olarak gözleri üzerine çeviriyor. TÜBİTAK destekli projede, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin öncülüğünde yapılan çalışmalarda, bölgeye 15 sismometre yerleştirilerek yer altındaki magma odaları incelendi.
Araştırmalar, yerin 5 ila 30 kilometre derinliğinde sekiz magma odasının varlığını ortaya koydu. Özellikle 5 kilometre derinlikteki en büyük magma odasının, depremlerle tetiklenip harekete geçme riskini taşıdığı belirlendi. Bu keşif, Türkiye’deki volkanların potansiyelini yeniden gündeme taşıdı. Ancak uzmanlar, bu durumun hemen bir püskürme riski anlamına gelmediğini, volkanların faaliyete geçmesi için öncelikle belirli gözlemler yapılması gerektiğini vurguladı.
Volkanların faaliyeti için gözlemlenmesi gereken bazı belirtiler arasında, bölgede meydana gelen küçük depremler ve gaz çıkışları yer alıyor. Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık %16’sının volkanik alanlarla kaplı olduğu biliniyor. Ülkemizdeki 13 volkan arasında Kula Volkanik Jeoparkı, Acıgöl, Hasan Dağı, Erciyes ve Ağrı Dağı gibi önemli isimler bulunuyor. Her volkanın farklı özelliklere sahip olduğunu belirten uzmanlar, bazı volkanların daha az faal olduklarını ifade etti.
Tarihsel süreçte Türkiye’deki volkanların zaman zaman aktif hale geldiği de biliniyor. Örneğin, Hasan Dağı’nın MÖ 6200’de püskürmesi, bu olayı betimleyen duvar resimleriyle tarihe geçmiştir. Uzmanlar, Türkiye’deki volkanların hala sönmüş olmadığını, sadece suskun durumda olduklarını belirtiyor. Ancak volkanların gözlem altında tutulması gerektiği konusunda hemfikirler.
Son yıllarda dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan volkanik patlamaların etkileri, özellikle hava trafiği üzerinde büyük yankı uyandırmıştı. Örneğin, 2010 yılında İzlanda’da patlayan bir volkan, dünya genelinde 100 bin uçuşun iptal edilmesine neden olmuştu.
Türkiye’nin volkanik geçmişi ve potansiyeli, bilimsel çalışmalarla daha iyi anlaşılmaya devam ediyor. Gözlemler ve araştırmalar, gelecekte olası volkanik faaliyetler konusunda daha fazla bilgi sunmayı amaçlıyor.
Fatma TECİRLİ