Dünya genelinde artan enerji ihtiyacı ve iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talebi hızla artırıyor. Bu kapsamda, rüzgar enerjisi sektörü de hızla gelişmeye devam ediyor. Özellikle kapasitesi artan tribünler ve farklı tipteki santrallerin yanı sıra, akıllı teknolojilerle desteklenen yenilikçi çözümler dikkat çekiyor.
Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenen Karasal ve Deniz Üstü Rüzgar Etkinliği (WindEnergy Hamburg) kapsamında sergilenen farklı büyüklük, kapasite, renk ve verimliliğe sahip rüzgar santrali bileşenleri, sektör temsilcilerinin ve yatırımcıların yoğun ilgisini çekti. Fuarda tribün, kanat ve rotor gibi santralleri oluşturan unsurlar, yüksek dayanıklılık ve verimlilik hedefleri doğrultusunda yenilikçi çözümlerle sergilendi. Ayrıca, kısıtlı kara ve deniz alanlarında maksimum elektrik üretimini hedefleyen çoklu tribün prototipleri, etkinlik ziyaretçilerinin beğenisine sunuldu.
YENİLEBİLİR KAYNAKLAR ÖNE ÇIKIYOR
COVID-19 salgını sonrası ekonomik toparlanma planları ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisiyle yükselen enerji fiyatları, ülkeleri yenilenebilir enerji politikalarına daha fazla odaklanmaya yönlendiriyor. Birçok ülke, enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynakları daha etkin kullanmak için stratejiler geliştirmeye devam ediyor.
Rüzgar enerjisi santrallerinde kullanılan teknolojiler de hızla gelişiyor. Santrallerde, yapay zeka, nesnelerin interneti ve robotik çözümler gibi akıllı teknolojiler önleyici bakım ve onarım faaliyetlerini optimize etmek için devreye giriyor. Bu sayede, risk planlaması yapılabiliyor ve kesintisiz elektrik hizmeti sağlanıyor.
DİKEY VE YATAY EKSENLİ TRİBÜNLER PERFORMANS YARIŞINDA
Yatay eksenli rüzgar tribünleri, sektörde en yaygın kullanılan tasarımlar olmaya devam ederken, dikey eksenli tribünler de öne çıkıyor. Özellikle dikey eksenli tribünler, kanatların yere dik döndüğü yapısıyla, şiddetli ve değişken rüzgar koşullarında dahi elektrik üretimini sürdürebiliyor. Bu özellik, rüzgar enerjisi santrallerinin kesintisiz çalışmasını sağlamak açısından büyük önem taşıyor.
Gelecek beş yılda, yenilenebilir enerji kapasitesindeki artışın yüzde 90’ını güneş ve rüzgar enerjisi oluşturacak. Sektörde kullanılan ekipmanların boyutları, kapasiteleri ve fonksiyonel özellikleri de bu büyümeyle birlikte gelişmeye devam edecek.
Bu gelişmeler, enerji teknolojilerinde daha sürdürülebilir bir geleceğin kapısını aralıyor ve rüzgar enerjisi sektörünün önemini artırmaya devam ediyor.
Fatma TECİRLİ