Çocukluk yıllarımızın uzun soluklu, soğuk kış gecelerinde bizlerin evine konuk olan, güldürürken düşündüren, düşündürürken duygulandıran Türk Sinema Tarihi’nin mahur yüzlü unutulmaz oyuncusu Kemal Sunal. Belki de bir daha asla onun gibisi gelmeyecek olan bu büyük sanatçı, hayatı boyunca yüzlerce karakterle bizleri güldürdü, düşündürdü ve duygulandırdı.
Tam adıyla Ali Kemal Sunal, 11 Kasım 1944’te İstanbul’un Küçükpazar Semti’nde Malatyalı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. İlkokul yıllarını Mimar Sinan İlköğretim Okulu’nda geçirdi. Sonrasında İstanbul Vefa Lisesi’ni bitirmek için 11 yılını verdi ve ardından Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’ne başladı. Ancak oyunculuk kariyeri için üniversite eğitimine ara verdi ve İstanbul Üniversitesi’nde yarım bıraktığı eğitimine daha sonra devam ederek mezun oldu. Sunal, 3 Temmuz 2000’de trajik bir şekilde hayata veda etti.
Kemal Sunal’ın oyunculuk serüveni, amatör tiyatro gruplarında başladı. Zeki Alasya ve Metin Akpınar gibi dönemin ünlü isimlerinin yer aldığı Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda sahne aldı. Buradaki başarıları, onu Türk sinemasının efsane isimlerinden biri haline getirdi. 1972 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği “Tatlı Dillim” filmiyle sinemaya adım attı ve kariyerine 82 filmde çeşitli rollerde hayat verdi.
Kemal Sunal, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda toplumun içinden gelen bir simgeydi. Alçakgönüllü ve mütevazı kişiliği, onun sadece ekranlarda değil gerçek hayatta da sevilmesini sağladı. Ailesine ve sevdiklerine duyduğu derin sevgi, onun sanatının ve kişiliğinin temel taşıydı. Eşi Gül Sunal ve iki çocuğuyla mutlu bir aile yaşamı sürdürdü.
Kemal Sunal, komediyi sadece bir eğlence aracı olarak görmeyip, toplumun aynası olarak ele aldı. Filmlerinde sıkça adalet, özgürlük ve dürüstlük gibi evrensel değerleri işledi. Türk sinemasının “Yeşilçam” döneminde, halkın günlük hayatından kesitler sunarak seyircisini hem güldürdü hem de düşündürdü. Onun karakterleri genellikle saf, iyi niyetli ama zeki ve pratik çözümler üreten kişilerdi. Bu özellikler, izleyicilerin onunla kolayca özdeşleşmesini sağladı.
Kemal Sunal’ın unutulmaz filmleri arasında “Şaban”, “Süt Kardeşler”, “Tosun Paşa”, “Davaro” gibi karakterler ve onların hafızalara kazınan replikleri bulunur. Bu roller, Türk sinemasının altın yıllarında iz bırakan, her izlendiğinde yeni bir coşkuyla karşılanan eserler olarak hatırlanmaktadır.
Kemal Sunal, sadece Türk sinemasının değil, toplumun sevgilisi olarak anılmaya devam ediyor. Onun sanatı ve duruşu, sadece güldürmekle kalmayıp, toplumsal sorunlara da ışık tutarak derin bir iz bıraktı. Türk halkının gönlünde özel bir yer edinen Kemal Sunal, saygı ve özlemle anılmaya devam edecek büyük bir sanatçıdır.
Enes Malik Emiroğlu
