Bir savaş ki arkasında onlarca, yüzlerce, hatta binlerce hatıra ve iz bıraktı: Dünü, bugünü ve yarını ile Kore Savaşı. 1950 yılının sıcak bir Haziran ayında, hiç beklenmedik bir anda patlak vermişti. Kore Savaşı, 74 yıllık geçmişi ile hala hatıralarımızda taptaze duruyor. Bir savaş neler barındırabilir ki? Kandan, acıdan, gözyaşından ve hüzünden başka…
Hayatları boyunca gemiye binmemiş, Anadolu’nun mert topraklarında yetişmiş onlarca ana kuzusu, Akdeniz’in uçsuz bucaksız sularında hayalleri ile kaybolarak Kore’ye gittiler. Belki arkalarında annelerini, babalarını ya da sevdiklerini bıraktılar. Hiç geri dönmeyeceklerinin bilincinde o yola çıktılar. Onlar, arkalarında hatıralarını bırakarak gittiler ve savaş bitip de ülkeye geri dönme zamanı gelince, tıpkı gelirken arkalarında bıraktıkları onlarca şey gibi Kore’de yaşanılan, biriktirilen her hatırayı arkalarında bırakıp gitmek zorunda kaldılar. Şimdi size sorarım, insan hatıralarını, yaşanmışlıkları, yiten canları, kaybolan umutları bırakıp da geri dönebilir mi?
Kore Savaşı’nda Amerika Birleşik Devletleri komutasında bulunan ve savaşı sahada yöneten General Douglas MacArthur’un şu sözleri tarihe kayıt olarak geçti: “Türkler ilginç insanlar. Bütün dünyaya çağrı yapıldığında bu çağrıya ilk cevap veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. Bu savaş tarihe geçtiğinde ne biz ne de diğer müttefikler hatırlanacağız dostum, tarih kitaplarında onların adı geçecek.” Türk milleti öyle bir millet ki, Kore Dağları’nda “Allah Allah” nidalarını tüm dünyaya duyurarak cephede en önde, göğüs göğüse çarpışmıştır. Türk ulusu, vatanı dışında da ciddiyetle ve azimle savaşabilme kararlılığını göstererek dünyanın takdir ve itibarını kazanmıştır.
Türk milleti, üstün feraseti ve cesareti ile Kore’de adeta kan bağı kurarak önce Kore’ye, daha sonrasında ise tüm dünyaya kardeşliği ve dostluğu kanlı, karanlık ve barut kokulu savaş ortamında bile hissettirmiştir. Türk milleti, onca olumsuzluğa rağmen Kore’de Ankara Okulu adı altında bir yetimhane kuracak kadar insana değer veren alçak gönüllü bir toplum olarak tarihe adını yazdırmıştır.
Kore Savaşı, sadece Türk milletinin değil, dünya tarihinin de önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşın ardından geçen yıllar, bu çatışmanın ne denli derin izler bıraktığını gözler önüne sermektedir. Savaş sonrası yıllarda, Kore’ye giden askerlerin anıları, yaşadıkları zorluklar ve savaşın dehşeti, birçok edebi esere, filme ve anı kitabına konu olmuştur. Bu eserler, gelecek nesillere savaşın ne denli yıkıcı olduğunu anlatmakta ve barışın değerini bir kez daha hatırlatmaktadır.
Kore Savaşı, Türk askerlerinin sadece savaş meydanında değil, aynı zamanda insani yardım faaliyetlerinde de ne kadar özverili olduklarını göstermiştir. Türk askerleri, savaşın en zor günlerinde bile Koreli sivillere yardım elini uzatmaktan geri durmamış, yaralıları tedavi etmiş, yetim çocuklara sahip çıkmış ve onların geleceğe umutla bakmalarını sağlamıştır. Bu insani yardım faaliyetleri, Türk askerlerinin ne denli merhametli ve vicdan sahibi olduklarının en büyük kanıtıdır.
Bugün, Kore Savaşı’nın yıl dönümünde, önce gazilerimize sağlık, sıhhat ve afiyet dilerim. Aziz Kore şehitlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Onların fedakarlıkları, kahramanlıkları ve insanlıkları asla unutulmayacak. Türk milleti, geçmişte olduğu gibi bugün de mazlumların yanında, zalimlerin karşısında durmaya devam edecektir. Bu tarihsel sorumluluk bilinciyle, Kore Savaşı’nda canlarını feda eden kahramanlarımızı bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, onların aziz hatıralarını yaşatmayı görev biliyoruz. Enes Malik EMİROĞLU
