Kişilik bozukluğu olan ya da olduğundan şüphelenilen bireyde, dikkat edilmesi gereken husus kişinin çocukluğudur. Çünkü yetişkin dönemlerinde kişilik bozukluğu yaşayanlar, genelde çocukluklarında büyük travmalara maruz kalmışlardır.
Kişilik bozuklukları çocukluk ve ergenlik dönemine dayanmaktadır. Kişiliğiniz biz dünyaya geldiğimiz andan itibaren adım adım şekillenmeye başlamakta. Kişilik bozuklukları uzun dönemli, şiddetli ve dirençli duygu ve düşünce kalıplarıyla karakterize olmuş zihinsel bozukluklardır. Kökeni kalıtsal ve çevresel olabileceği gibi hem kalıtsal hem de çevresel olabilmektedir. Genetik, anne-baba tutumu ve sonrasında yaşanılan olaylar kişilik bozukluklarına sebep olmaktadır.
Kişilik bozuklukları tedavi edilmediği sürece hastayı, iş hayatında, aşk hayatında, sosyal yaşantısında ve günlük en basit işlerinde bile etkileyebilmektedir. Kişilik bozukluğu olana ya da olduğundan şüphelenilen bireyde, dikkat edilmesi gereken husus kişinin çocukluğudur. Çünkü yetişkin dönemlerinde kişilik bozukluğu yaşayanlar, genelde çocukluklarında büyük travmalara maruz kalmışlardır. Bilinçaltına işleyen bu travmalar büyüyünce farklı kişilik gelişmelerine sebebiyet vermektedir. Genelde 18-20 ‘li yaşlarda başlayan kişilik bozukluğunun, zamanla kendini iyileştirme ihtimali olsa da zayıftır, psikoterapiden başka bir yolla iyileşmesi zordur.
SIK KARŞILAŞILAN DÖRT KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Paranoid Kişilik Bozukluğu: Temel özellikleri, kuşkucu ve başkalarına karşı güvensizliktir, başkalarına sır vermez ve kincidir. Sürekli tetiktedir, aşırı gururlu ve mantıkçıdır.
Borderline Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğu olan kişilerde; yoğun öfke, kişiler arası ilişkilerde tutarsızlık, boşluk hissi ve yalnızlık duygusunun eşlik ettiği depresyon görülmektedir. Bu kişiler kendine zarar verme davranışı gösterebilir.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu: Aşırı bir şekilde koruma ve bakılma ihtiyacı hissetmektedir, kendi başına karar vermekte zorlanır, başkalarına karşı boyun eğicidir. Aşırı mükemmeliyetçi ve baskıcı ebeveynlerin çocuğu olarak inisiyatif ve özgüvenlerini kullanmazlar. Bağımlı kişilik bozukluğu, erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülmektedir.
Histriyonik Kişilik Bozukluğu: Aşırı duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirlenir, sürekli olarak başkalarının dikkatini çekmeye çalışır, ilgi odağı olmadıkları zaman zaman rahatsız olmaktadır, jest ve mimiklerini abartılı kullanmaktadır. Toplumda %2-3 oranında görülmektedir. Ayşe UYSAL / Emir Can TURANOĞLU