Usta yazarımız Rasim Özdenören, 20 Mayıs 1940 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuştur. Rasim Özdenören, ilk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu illerinde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünü bitirdikten sonra Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak çalışan Özdenören, 1970 yılında araştırma amacıyla ABD’ye giderek çeşitli eyaletlerde iki yıl kadar kalmıştır. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine getirilmiş; aynı Bakanlıkta bir yıl da müfettiş olarak çalışmıştır. 1978’de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra geri dönmüştür. 23 Temmuz 2022’de tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hayatını kaybetti. Mezarı Eyüpsultan Cülus Yolu üzerinde bulunan Mihrişah Valide Sultan Külliyesi haziresindedir.
Rasim Özdenören’in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllarda; köy romancılığının etkisi azalmaya, varoluşçu yazarların etkisiyse artmaya başlamıştı. Dönemin eserlerinde rastlanan ağırlıklı Batılı anlayışın aksine Özdenören, öykülerini çocukluğundan itibaren Anadolu’nun köy ve kasabalarında edindiği izlenimlerden yararlanarak ayrıntılı betimlemelerle ve insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır. İlk gençlik yıllarından itibaren edebiyata ilgili bir arkadaş grubuna dahil olan Özdenören, bu grubun içinde sonraki yıllarda şekillenecek edebî kişiliği için önemli bir zemin bulmuştur. Özdenören’in okumaları ve edebî ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç’un etkisiyle de bir bütünlük kazanmıştır. Özdenören’in Amerika’da iki yıla yakın bir süre kalarak çağdaş dünyanın önemli merkezlerinden birini tanıması, eserlerine olumlu şekilde yansımıştır. Öykülerinde yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularına cevap aramış; hikâyelerinin kahramanlarını, gerçek hayattan almaya çalışmıştır. İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen eserlerinde, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamaya özen göstermiş; vermek istediği mesajı öyküyü zara vermeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmaya çalışmıştır. Anlatımında dili ustalıkla kullanmış; yer yer şiirsel ifadelere de yer vermiştir. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikâyeleri, televizyon filmlerine uyarlanmış; bunlardan ilki, Uluslararası Prag Televizyon Filmleri Yarışması’nda jüri özel ödülünü almıştır. Ayrıca, T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü (2015), Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü (2016) almıştır.
Eserleri:
Acemi Yolcu, Açık Mektuplar, Ansızın Yola Çıkmak, Aşkın Diyalektiği, Ben ve Hayat ve Ölüm, Çapraz İlişkiler, Çarpılmışlar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm, Denize Açılan Kapı, Düşünsel Duruş, Edebiyat ve Hayat, Eşikte Duran İnsan,Gül Yetiştiren Adam, Hastalar ve Işıklar, Hışırtı, İki Dünya, İmkânsız Öyküler, İpin Ucu, Kafa Karıştıran Kelimeler, Kent İlişkileri, Köpekçe Düşünceler, Kuyu, Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler, Müslümanca Yaşamak, Red Yazıları, Ruhun Malzemeleri, Siyasal İstiareler, Toz, Yaşadığımız Günler, Yazı, İmge ve Gerçeklik, Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti,Yeniden İnanmak, Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı, Yüzler
Fatma Tecirli